ENGELLİ SIKÇA SORULAN SORULAR

      

  ENGELLİ  REHBERİ
   İZMİRE NASIL GELİNİR ?
   İZMİR  OTELLERİ 
  İZMİR  KENT REHBERİ
   SEYAHAT REHBERİ
   İZMİR  HARİTALARI  
  MOBESE KAMERALARI
 
   GÖRÜLECEK YERLER
   TURİZM  KAMPANYALARI  
  İZMİR  GEZİLECEK YERLER
   YURTİÇİ TURLAR 
   ONLİNE İŞLEMLER

İşe Yerleştirilme Taleplerini Karşılama Yetkisi Hangi Kurumlardadır ?

Özürlü kişilerin devlet memuru olarak istihdamları Devlet Personel Başkanlığı koordinasyonunda ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca, işçi olarak istihdamları ise Türkiye İş Kurumu tarafından yapılmaktadır.

İşe Girmek Ve Çeşitli Kurumlara Özürlü Eleman Alınıp Alınmayacağına İlişkin Bilgileri Öğrenmek İçin Hangi Yol İzlenmelidir?

Özürlü kadrosuna devlet memuru olarak atanmak için öncelikle yapılacak sınavlara girmek gerekmektedir. Her kamu kurumu, özürlü kadrosuna memur almak için kendisi sınav açmaktadır. Bu sınavlar, Nisan-Mayıs, Temmuz-Ağustos, Ekim-Kasım dönemlerinde açılmaktadır. Devlet memurluğuna ilişkin sınav duyuruları Devlet Personel Başkanlığınca yapılmakta olup Resmi Gazete ve ilgili kurumun Web sitesinde yayımlanmaktadır. ( http//:regabasbakanlik.gov.tr ) ( www.basbakanlik-dpb.gov.tr )

Kamu Ve Özel Sektörde İşçi Olmak İçin Ne Yapılmalıdır?

İkametgahınızın bulunduğu yerdeki Türkiye İş Kurumu İl Müdürlüğüne şahsen başvurarak kayıt yaptırmanız ve ilgili İl Müdürlüğü ile sürekli iletişim halinde olmak gerekmektedir. Türkiye İş Kurumu'nun ilan ettiği açık işler ve kamu kurumlarına alınacak işçiler için yapılacak sınavlar İŞKUR Web ( www.iskur.gov.tr ) sitesinde ve İŞKUR İl Müdürlüklerinde duyurulmaktadır.

Kamu kurum ve kuruluşlarında işçi olarak işe girebilmek için, “Kamu Kurum ve Kuruluşlarında İşçi Olarak İstihdam Edilecek Özürlüler Hakkında Uygulanacak Sınav Yönetmeliği” kapsamında düzenlenen merkezî sınava girmek gerekmektedir.

Kamuda İşçi Olmak İçin Özel Şartlar Var mıdır ?

Okuryazar, ilköğretim mezunu ve zihinsel veya ruhsal özürlü olanlar kamu kurum ve kuruluşlarında işçi olmak için sınava tabi tutulmazlar. Bu kapsamda bulunan ve talep koşullarına duruma uygun başvuranlar, noter huzurunda kura çekimine tabi tutulurlar.

Sınav Duyuruları Özürlüler İdaresi Başkanlığından da Öğrenilebilir mi?

Evet. Kurumların açtığı sınavlar ve özürlü personel alımına ilişkin duyuruları Başkanlığımızın 0 (312) 229 55 11 no'lu telefonunu arayarak öğrenmeniz veya ( www.ozida.gov.tr ) web adresinden düzenli olarak takip etmeniz mümkündür.

4857 Sayılı İş Kanunu Kapsamındaki İşyerlerinin Özürlü Çalıştırma Zorunluluğu Ne Kadardır?

İşverenler, elli veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör işyerlerinde yüzde üç özürlü, kamu işyerlerinde ise yüzde dört özürlü ve yüzde iki eski hükümlü işçiyi meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler. Aynı il sınırları içinde birden fazla işyeri bulunan işverenin bu kapsamda çalıştırmakla yükümlü olduğu işçi sayısı, toplam işçi sayısına göre hesaplanır.

Özel sektör işverenlerince bu madde kapsamında çalıştırılan 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa tabi özürlü sigortalılar ile 1/7/2005 tarihli ve 5378 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinde belirtilen korumalı işyerlerinde çalıştırılan özürlü sigortalıların, aynı Kanunun 72 nci ve 73 üncü maddelerinde sayılan ve 78 inci maddesiyle belirlenen prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin tamamı, kontenjan fazlası özürlü çalıştıran, yükümlü olmadıkları halde özürlü çalıştıran işverenlerin bu şekilde çalıştırdıkları her bir özürlü için prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin yüzde ellisi Hazinece karşılanır.         

Özürlülerin istihdamı konusunda işverenler için yasal zorunluluk yanında teşviklerde sözkonusudur. İşyeri; mevzuatlarla belirtilen özürlü sayısından daha fazla özürlü çalıştırırsa veya çalışan özürlünün özür derecesi % 80 den fazla olursa veya herhangi bir kanuni yükümlülüğü olmamasına karşın özürlü çalışanı varsa işveren tarafından ödenen sigorta priminin %50 si hazine tarafından karşılanmaktadır.

657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa Tâbi Kurum Ve Kuruluşlarda İstihdam Edilmesi Gereken Özürlü Oranı Ne Kadardır?

Devlet Memurları Kanununa göre; kurum ve kuruluşlar çalıştırdıkları personele ait kadrolarda %3 oranında özürlü personel çalıştırmak zorundadır. %3'ün hesaplanmasında ilgili kurum veya kuruluşun (taşra teşkilatı dahil) toplam dolu kadro sayısı dikkate alınır.

Kamu Kurum Ve Kuruluşlarının Özürlü Memur Çalıştırma Yükümlülüklerinin Yerine Getirilmesinin Takip Ve Denetiminden Sorumlu Ve Yetkili Kurum Hangisidir?

Kamu kurum ve kuruluşlarının özürlü memur çalıştırma yükümlülüklerinin yerine getirilmesinin takip ve denetiminden Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığı sorumludur.

Kamu Ve Özel Sektör İşverenlerinin Özürlü İşçi Çalıştırma Yükümlülüklerinin Yerine Getirilmesinin Takip Ve Denetiminden Sorumlu Ve Yetkili Kurum Hangisidir?

Kamu ve özel sektör işverenlerinin özürlü işçi çalıştırma yükümlülüklerinin yerine getirilmesinin takip ve denetiminden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü sorumlu ve yetkilidir.

Özürlü İşçi Veya Memur Çalıştırmamanın İşverene Getirdiği Bir Müeyyide Var mıdır?

Kamu ve özel sektör işverenlerinden sorumluluğunu yerine getirmeyenlerden her ay çalıştırmadığı her özürlü için belli bir miktar para cezası kesilmektedir. Bu ceza, 2010 yılı için 1.552 TL dir.

Özürlü memur çalıştırmamanın herhangi bir müeyyidesi bulunmamaktadır.

Özürlü İstihdam Etme Sorumluluğunu Yerine Getirmeyen İşverenlerden Toplanan Ceza Paraları Hangi Amaçlar İçin Kullanılmaktadır?

Özürlü istihdam etme sorumluluğunu yerine getirmeyen işverenlerden toplanan ceza paraları, özürlülerin meslekî eğitim ve meslekî rehabilitasyonu, kendi işini kurma ve bu gibi projelerde kullanılmak üzere Türkiye İş Kurumuna aktarılmaktadır.

İşyerlerinde Özürlülere Yönelik Ne Tür Düzenlemeler Yapılmaktadır?

“ Özürlülerin Devlet Memurluğuna Alınma Şartları İle Yapılacak Yarışma Sınavları Hakkında Yönetmelik”e göre özürlü memur çalıştırmak zorunda olan kurum ve kuruluşlar çalışma yerlerini özürlülerin çalışmalarını kolaylaştıracak şekilde düzenlemek, gerekli tedbirleri almak ve özürlülerin çalışmalarıyla ilgili özel yardımcı ve destekleyici araç-gereçleri temin etmek zorundadır. Belirli bir mesleği olan özürlülerin meslekleri ile ilgili işlerde çalıştırılmaları esastır. Belirli bir mesleği olmayan veya mesleğine uygun kadro bulunmayan özürlüler, özür durumlarına göre, yapabilecekleri hizmetlere ait kadrolarda çalıştırılır. Özürlüler, özürlerini artırıcı veya ek özür getirici işlerde çalıştırılamazlar.” denilmektedir.

“Özürlü, Eski Hükümlü ve Terör Mağduru İstihdamı Hakkında Yönetmelik”e göre işverenler, işyerlerini, imkânlar ölçüsünde, özürlülerin çalışmalarını kolaylaştıracak şekilde hazırlamak, sağlıkları için gerekli tedbirleri almak, mesleklerinde veya mesleklerine yakın işlerde çalıştırmak, işyerleriyle ilgili bilgi ve yeteneklerini geliştirmek, çalışmaları için gerekli araç ve gereçleri sağlamak zorundadır. Özürlüler, yapabilecekleri işler dışında sağlıklarına zarar verecek diğer işlerde çalıştırılamaz. Uygun koşulların varlığı halinde çalışma sürelerinin başlangıç ve bitiş saatleri, özürlünün durumuna göre belirlenir.” denilmektedir.

5378 sayılı Özürlüler Yasası ile 14.7.1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 53 üncü maddesinin başlığı ve birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Özürlülerin Devlet memurluğuna alınmaları:

Mevzuata uygun olmak kaydıyla; özürlülerin mesleklerine uygun münhal kadrolara atanması, mesleklerini icra veya infaza yardımcı araç ve gerecin kurumlarınca temin edilmesi esastır. Özürlülerin Devlet memurluğuna alınma şartları ile hangi işlerde çalıştırılacakları, mesleklerini icra ve infazda hangi yardımcı araç ve gereçlerin kurumlarınca temin edileceği, zihinsel özürlülerin hangi görevlere atanmasında asgari eğitim şartından istisna edileceği hususları Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Özürlüler İdaresi Başkanlığı ve Devlet Personel Başkanlığınca müştereken hazırlanacak yönetmelikle düzenlenir.

Özelleştirilen Veya Özelleştirilme Kapsamına Alınan Kamu Kuruluşlarında Çalışan Özürlülerin Yasal Hakları Nelerdir?

Kapatma ve tasfiye hâllerinde işten çıkarılma durumunda iş kaybı tazminatı, özürlülere, kanunun diğer çalışanlara tanıdığı hakların iki katı oranında ödenir.

İlgili Kanun Maddesi: 5398 sayılı “Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”

“......Bu Kanuna göre özelleştirme kapsamına alınan kuruluşların (iştirakler hariç) özelleştirmeye hazırlanması, özelleştirilmesi, küçültülmesi veya faaliyetlerinin kısmen ya da tamamen durdurulması, süreli ya da süresiz kapatılması veya tasfiye edilmesi nedeniyle; bu kuruluşlarda iş sözleşmesine dayalı olarak ücret karşılığı çalışanlardan iş sözleşmeleri tâbi oldukları iş kanunları ve toplu iş sözleşmeleri gereğince tazminata hak kazanacak şekilde sona ermiş olanlara, kanunlardan ve yürürlükteki toplu iş sözleşmelerinden doğan tazminatları dışında ilave olarak iş kaybı tazminatı ödenir. Ayrıca bunların mesleklerinde geliştirilmesine, bir meslekte yetiştirilmesine veya meslek edindirilmesine ilişkin eğitim giderleri ile yeni iş bulmalarına katkı sağlamak amacıyla yapılacak giderler Özelleştirme Fonundan karşılanır. Özürlü personele (ilgili kanunların öngördüğü I, II ve III. derece), bu maddede belirtilen tutarın iki katı olarak iş kaybı tazminatı ödenir. İş kaybı tazminatı ödenmesi ve sağlanabilecek diğer hizmetlere ilişkin işlemler Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından yürütülür.”

Ayrıntı için bkz. www.oib.gov.tr .

MESLEKİ EĞİTİM

Özürlülere Yönelik Meslekî Eğitim Faaliyetlerini Hangi Kurum/Kuruluşlar Yürütmektedir?

Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde İşitme Engelliler Çok Programlı Liseleri, Ortopedik Engelliler Meslek Liseleri, zihinsel engellilere yönelik Meslekî Eğitim Merkezleri, İş Eğitim Merkezleri ve Yetişkin Zihinsel Engelliler İş Eğitim Merkezleri özürlülere yönelik meslekî eğitim programları düzenlenmektedir.

Bu kuruluşların meslekî eğitim faaliyetlerinden yararlanmak isteyen kişiler Ankara'daki kuruluşlar için Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğüne, illerdeki kuruluşlar için il Millî Eğitim Müdürlüklerine başvurabilirler.

Özürlülere Yönelik Meslek Edindirme Kurslarını Hangi Kurum/Kuruluşlar Düzenlemektedir?

Türkiye İş Kurumu ve MEB Çıraklık Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü özürlülere yönelik meslek edindirme kursları düzenlemektedir.

5378 sayılı Özürlüler Yasası Özürlülerin Meslekî Rehabilitasyonu İle İlgili Ne Öngörmektedir ?

5378 sayılı Özürlüler Kanunu'nun 13'üncü maddesi bu konuda yeni bir düzenleme getirmiştir.

“Özürlülerin yeteneklerine göre mesleğini seçme ve bu alanda eğitim alma hakkı kısıtlanamaz.

Özürlülerin yetenekleri doğrultusunda yapabilecekleri bir işte eğitilmesi, meslek kazandırılması, verimli kılınarak ekonomik ve sosyal refahının sağlanması amacıyla meslekî rehabilitasyon hizmetlerinden yararlanmasının sağlanması esastır.

Gerçek veya tüzel kişilerce açılacak olan özel meslekî rehabilitasyon merkezleri, yetenek geliştirme merkezleri ve korumalı işyerlerinin değişik tipleri ile özel işyerlerinde bireylerin bireysel gelişimleri ve yeteneklerine uygun iş veya becerilerini geliştirici tedbirler alınır. Bu alandaki hizmetler ihtiyaçlara göre iş ve meslek analizi yapılarak hizmet satın alınması suretiyle temin edilebilir. Buna ilişkin usûl ve esaslar, Milli Eğitim Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Özürlüler İdaresi Başkanlığınca müştereken çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Sosyal ve mesleki rehabilitasyon hizmetleri belediyeler tarafından da verilir. Belediyeler bu hizmetlerin sunumu sırasında gerekli gördüğü hallerde, halk eğitim ve çıraklık eğitim merkezleri ile işbirliği yapar. Özürlünün rehabilitasyon talebinin karşılanamaması halinde özürlü, hizmeti en yakın merkezden alır ve ilgili belediye her yıl bütçe talimatında belirlenen miktarı hizmetin satın alındığı merkeze öder.”

5378 Sayılı Özürlüler Yasasında İstihdamla İlgili Nasıl Bir Yenilik Vardır ?

Yasanın 14'üncü maddesinde; “İşe alımda; iş seçiminden, başvuru formları, seçim süreci, teknik değerlendirme, önerilen çalışma süreleri ve şartlarına kadar olan safhaların hiçbirinde özürlülerin aleyhine ayrımcı uygulamalarda bulunulamaz.

Çalışan özürlülerin aleyhinde sonuç doğuracak şekilde, özrüyle ilgili olarak diğer kişilerden farklı muamelede bulunulamaz.

Çalışan veya iş başvurusunda bulunan özürlülerin karşılaşabileceği engel ve güçlükleri azaltmaya veya ortadan kaldırmaya yönelik istihdam süreçlerindeki önlemlerin alınması ve işyerinde fiziksel düzenlemelerin bu konuda görev, yetki ve sorumluluğu bulunan kurum ve kuruluşlar ile işyerleri tarafından yapılması zorunludur. Özürlülük durumları sebebiyle işgücü piyasasına kazandırılmaları güç olan özürlülerin istihdamı, öncelikle korumalı işyerleri aracılığıyla sağlanır.

Korumalı işyerleriyle ilgili usûl ve esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Özürlüler İdaresi Başkanlığınca müştereken çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” hükümleri mevcuttur.

ÖZLÜK HAKLAR

Bakım Gereksinimi Olan Özürlü Yakını Bulunan Memurların Tayininde Kolaylık Sağlanmakta mıdır?

5378 sayılı Özürlüler Kanunu 21'inci maddesiyle 657 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir:

EK MADDE 39.- Devlet memurlarının, hayatını başkasının yardım veya bakımı olmadan devam ettiremeyecek derecede özürlü olduğu sağlık kurulu raporu ile tespit edilen eşi, çocukları ile kardeşlerinin, memuriyet mahalli dışında resmî veya özel eğitim ve öğretim kuruluşlarında eğitim ve öğretim yapacaklarının özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından belgelendirilmesi hâlinde, ilgilinin talebi üzerine eğitim ve öğretim kuruluşlarının bulunduğu il veya ilçe sınırları dahilinde kurumunda bulunan durumuna uygun boş bir kadroya ataması yapılır.

Özürlülerin Tayin ve Nakillerinde Başka Özel Hükümler Var mıdır?

Atama, tayin ve nakiller; konuya ilişkin mevzuatlar çerçevesinde ilgili kurumlar tarafından yapıldığından tayin ya da nakil ile ilgili girişimlerin söz konusu kurumlar nezdinde şahsen yapılması gerekmektedir

Özürlü çocuğu olan anneler için özel bir düzenleme var mıdır?

Sosyal güvenlik reformu olarak bilinen 5510 sayılı Kanunla, sosyal güvenlik sistemimize getirilen yeni bir düzenleme ile başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul çocuğu bulunanların, 01.10.2008 tarihinden sonra geçen prim ödeme gün sayılarının dörtte biri, prim ödeme gün sayıları toplamına eklenecek. Eklenen bu süreler emeklilik yaş hadlerinden de indirilecek. Yapılan bu düzenleme ile özürlü çocuğu olan kadınlara erken emeklilik hakkı tanınmıştır.

EMEKLİLİK

Özürlü Erken Emeklilik veya Malülen Emeklilik İçin Nereye Müracaat Etmelidir ?

Özürlülerin emeklilik işlemleri diğer çalışanlarda olduğu gibi ilgili SGK tarafından yapılmaktadır. Özürlüler erken emeklilik yada malülen emeklilik işlemlerini SGK' a müracaat ederek başlatabilirler.

Özürlü Memurlar İsteğe Bağlı Erken Emekli Olabilirler mi?

Menuriyete atanmadan önce özürlü olan ve bu özürleri sebebiyle en az %40 oranında çalışma güçlerini kaybettikleri Sağlık Kurulu Raporu ile anlaşılanlardan 15 fiili hizmet yılını dolduranların yaş kaydı aranmaksızın istekleri halinde emeklilikleri mümkündür.

Özürlü Memurlar Malülen Emekli Olabilirler mi?

Malülen emeklilik; İştirakçilerin vücutlarında meydana gelen arızalar veya uğradıkları tedavisi imkansız hastalıklar sebebiyle vazifelerini yapamayacak duruma gelmeleri halinde uygulanan emeklilik işlemidir.

Belirtilen sebeplerle çalışamayacak duruma düşenlere "malül" denilmekte olup meydana geliş sebeplerine göre 3 türe ayrılmaktadır.

       a) Adi Malüllük,

       b) Vazife Malüllüğü,

       c) Harp Malüllüğü.

Ayrıntı için bkz. www.emekli.gov.tr

İşçi Olarak Çalışanlarda Malüliyet Nedir ? Kimler Malülen Emekli Olabilir? Nereye Müracaat Etmelidir?

Hastalık nedeniyle emekli olmak için, gerekli koşulları sağlayarak başvuran kişi, çalışma gücünün en az 2/3'ünü kaybettiği Kurumca tespit edilir ise malulen emekliliğe hak kazanmış olur. Bu hakkı kazanmış olanların malülen emeklilik için Sigorta İşleri Genel Müdürlüğü Tahsisler Daire Başkanlığı'na müracaat etmesi gerekmektedir.

Malûl sayılanlardan; Toplam olarak 1800 gün veya en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup sigortalılık süresinin her yılı için ortalama 180 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olması şartıyla malûllük aylığından yararlanabilmektedirler.

Çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirdiği tespit edilen; iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü en az %60 kaybeden ve çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirmiş düzeyde sayılmayanlardan yapılan tedavi sonucunda, kurum sağlık tesisleri kurullarınca düzenlenecek raporlarda çalışabilir durumda olmadığı belirtilen sigortalı malûl sayılır. Ancak; sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihte malûl sayılmayı gerektirecek derecede hastalık veya arızası bulunduğu, önceden veya sonradan yeterli belgelerle tespit edilen sigortalı bu hastalık veya arızası sebebiyle malûllük sigortası yardımlarından yararlanamaz.

Ayrıntı için bkz. www.ssk.gov.tr

Özürlü İşçi Statüsünde Çalışanların Erken Emeklilikten Yararlanma Şartları Nelerdir?

a) Sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce bu Kanunun 53 üncü maddesine göre malûl sayılmayı gerektirecek derecede hastalık veya arızası bulunan ve bu nedenle malûllük aylığından yararlanamayan sigortalılar, yaşları ne olursa olsun en az 15 yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 3600 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak şartıyla yaşlılık aylığından yararlanırlar.

b) Özrü nedeniyle vergi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış durumda olan sigortalılardan; ilgili mevzuatı uyarınca, I. derece özrü olanlar yaşları ne olursa olsun en az on beş yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 3600 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak, II. derece özrü olanlar yaşları ne olursa olsun en az on sekiz yıldan beri sigortalı olmak ve en az 4000 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak, III. derece özrü olanlar yaşları ne olursa olsun en az yirmi yıldan beri sigortalı olmak ve en az 4400 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmaları şartıyla yaşlılık aylığından yararlanırlar. Özrü nedeniyle vergi indiriminden yararlanması dolayısıyla yaşlılık aylığına hak kazanarak yaşlılık aylığı alanlar Kurumca kontrol muayenesine tâbi tutulabilir.

Ayrıntı için bkz. www.ssk.gov.tr

Serbest Meslek Erbabı Olarak Çalışanlar Hangi Koşullarda Malûl Sayılmaktadır?

Bağ-Kur Kanununa göre çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirdiği tespit edilen sigortalı malûl sayılır.

Sigortalılığın başladığı tarihte malûl sayılacak derecede hastalık veya arızası bulunduğu önceden veya sonradan tespit edilen sigortalı, bu hastalık veya arızası nedeniyle malûllük sigortası yardımlarından yararlanamaz.

Ayrıntı için bkz. www.bagkur.gov.tr

Serbest Meslek Erbabı Olarak Çalışanların Malûlen Emeklilikten Yararlanma Şartları Nelerdir?

Malullük aylığından yararlanabilmek için aşağıdaki koşulların yerine getirilmesi gerekmektedir.

  • En az 5 tam yıl sigorta primi ödenmiş olmalıdır.
  • Sigortalının çalışma gücünün en az üçte ikisini kaybettiğinin tespitine dair Sağlık Bakanlığı, Sosyal Sigortalar Kurumu, Üniversiteler ve Kamu İktisadi Teşekküllerine ait hastanelerin Sağlık Kurullarından alınan ve Emekli sandığı Genel Müdürlüğü Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığınca mallüllüğüne karar verilen Sağlık Kurulu raporu bulunmalıdır.
  • Yazılı istekte bulunmak ve istek tarihi itibari ile her türlü borçlarını ödemiş olmak gerekmektedir.

Ancak, Bağ-Kur 1479 sayılı zorunlu sigortalılık kapsamında ya da tarım sigortası kapsamında iken, bir iş kazası veya meslek hastalığı sonucu çalışma gücünün en az üçte ikisini kaybedenler için 5 tam yıl sigorta primi ödemiş olmak koşulu aranmaz.

1479 sayılı zorunlu sigortalılığa tabi olanlar için malullük aylığı, sigortalının son defa prim ödediği gelir basamağına ait göstergenin, sigortalıların basamaklarda prim ödedikleri süreler de dikkate alınarak aylık başlangıç tarihinde yürürlükte bulunan gelir tablosu üzerinden hesaplanacak ağırlıklı ortalamasının %65'i olarak hesaplanır.Başka birinin sürekli bakımına muhtaç Malül Sigortalıya da % 75 oranında aylık bağlanır.

2926 sayılı tarım sigortalıları için malullük aylığı, sigortalının son defa prim ödediği gelir basmağına ait göstergenin Genel Bütçe Kanunu ile kabul edilen yürürlükteki Katsayı ile çarpımının %70'idir. Sigortalı başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda ise bu oran %80'e çıkarılır.

Aylıklara, ayrıca Sosyal Yardım Zammı eklenir. Ancak, 2926 Sayılı Kanuna göre bağlanan malüllük aylıklarına Sosyal Yardım Zammı ilave edilmez.

Ayrıntı için bkz. www.bagkur.gov.tr

SAĞLIK YARDIMI

Emekli Sandığına Tabi Olanların Bakmakla Yükümlü Olduğu Kişiler Sağlık Yardımından Nasıl Yararlanır ?

1 - Sandıktan emekli, malüllük, dul ve yetim aylığı alanlar,

2 - Emekli veya malüllük aylığı alanların;

•  Eşleri,

•  Yaşları 18'den küçük olan veya orta öğrenim yapmakta ise 20, yüksek öğrenim yapmakta ise 25 yaşını doldurmamış ve evli olmayan erkek ve kız çocukları,

•  Evli olmayan ve yardım edilmediği takdirde muhtaç duruma düşecek olan kız çocukları,

•  Yaşları ne olursa olsun malül ve muhtaç erkek çocukları,

•  Öz anne ve babalar,sağlık yardımından yararlanabilirler.

Ayrıntı için bkz. www.emekli.gov.tr

Çalışanların Bakmakla Yükümlü Olduğu Kişiler Sağlık Yardımından Nasıl Yararlanır ?

5335 sayılı Kanunla 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu 206 maddesinin 2 numaralı bendi; “2. 25 yaşını dolduran çocuklar (25 yaşını bitirdiği halde evlenmemiş kız çocukları ile çalışamayacak derecede malûllükleri resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilenler için süresiz olarak ödeneğin verilmesine devam olunur.)," şeklinde değiştirilmiştir. Bu ödeneği alanlar sağlık yardımından da yararlanırlar.

Bağ-Kur'a Tabi Olanların Bakmakla Yükümlü Olduğu Kişiler Sağlık Yardımından Nasıl Yararlanır ?

Sağlık sigortasına tabi sigortalıların sağlık hizmetlerinden yararlanabilmesi için, en az 8 (sekiz) ay eksiksiz sağlık sigortası primi ödemiş olmaları, sağlık ve sigorta prim borcu bulunmaması gerekmektedir. Muayene ve tedavi hakkı sağlık sigortası primi ödenen 8 inci ayı takip eden aybaşından itibaren başlar.

İlk defa sigortalı olanların sağlık yardımından yararlanmaları, en az 8 (sekiz) ay, yeniden sigortalı olanların ise en az 4 (dört) ay eksiksiz sağlık sigortası primi ödemiş olmaları, sağlık ve sigorta prim borcu bulunmaması şartına bağlıdır. 

Kapsam:

1479 ve 2926 sayılı Kanunlara tabi zorunlu sigortalılar ile eş ve bakmakla yükümlü oldukları çocukları, ana ve babaları,

1479 ve 2926 sayılı Kanunlara tabi yaşlılık ve malullük aylığı almakta olanlar ile eş ve bakmakla yükümlü oldukları çocukları ana ve babaları,

1479 ve 2926 sayılı Kanunlara tabi ölüm aylığı almakta olanlar, yararlanırlar.

Ancak, diğer Sosyal Güvenlik Kanunlarına ve özel Kanunlara göre sağlık yardımlarından faydalananlar yararlanamazlar.

Sağlık hizmeti, Sağlık Bakanlığı, Sosyal Sigortalar Kurumu, mahalli idareler, üniversiteler, kamu iktisadi teşebbüslerine ait sağlık tesisleri ile diğer sağlık tesislerinden satın alınmak suretiyle yürütülür. Buna ilişkin usul ve esaslar Kurumca belirlenir.

Ancak, Kurumla protokolü bulunmayan resmi sağlık kurum ve kuruluşlarında Bağ-Kur sağlık karnesi ile muayene ve tedavi görenler için Sağlık Bakanlığı'na bağlı yataklı tedavi kurumlarında yapılacak muayene-tetkik-tahlil-müdahale-ameliyat ve tedavilere ait fiyat tarifesi üzerinden hesaplanmak suretiyle Kurumca belirlenecek esaslar dahilinde ödeme yapılır. Bunu aşan kısmı ise ilgili tarafından karşılanır.

Bununla birlikte sağlık yardımlarından faydalanan kimselerin özel bir sağlık müessesinde yatırılarak tedavi altına alınmaları halinde, vak'anın aciliyeti raporla belgelenmek ve bu rapor Kurum tarafından kabul olunmak şartıyla, bu sağlık  müesseselerinde yapılan tedavi giderleri Sağlık Bakanlığı'na bağlı yataklı tedavi kurumlarında yapılacak muayene-tetkik-tahlil-müdahale-ameliyat ve tedavilere ait fiyat tarifesi üzerinden hesaplanmak suretiyle ödenir.

Sağlık hizmetinin hangi sağlık kuruluşlarından satın alınacağının tespitine Bakanlar Kurulu yetkilidir.

Yukarıda belirtilen hastanelerin dışında parası ödenerek yararlanılması durumunda, ödenen sağlık giderlerine ait faturalar Bağ-Kur İl Müdürlüğüne ibraz edildiğinde, ödenen tutarları Bağ-Kur Sağlık Sigortası Yardımları Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde, geri alınabilir.

Özel hastanelerden ancak, acil durumlarda yararlanılabilir. Bir raporla belgelenecek acil olma durumunun, Bağ-Kur Sağlık Kurulunca kabul edilmesi gerekmektedir.
Ödeme, Sağlık Bakanlığı fiyat tarifesi üzerinden yapılır.

Ayrıntı için bkz. www.bagkur.gov.tr

Bağ-Kur dan Nasıl Sağlık Karnesi Alınabilir ?

Sağlık sigortasına tabi sigortalıların sağlık hizmetlerinden yararlanabilmesi için;İlk defa sigortalı olanların en az 8(sekiz) ay, yeniden sigortalı olanların ise en az 4(dört) ay eksiksiz sağlık sigortası primi ödemiş olmaları, sağlık ve sigorta prim borcu bulunmaması gerekmektedir.

Bu koşulları yerine getiren sigortalıların sağlık karnesi almak için;

•  İl Müdürlüklerinde örneği mevcut 1479 veya 2926 sayılı Kanunlara tabi sigortalılar için Bağ-Kur sağlık karnesi talep formu

•  Zorunlu sigortalılık için bağımsız çalışmasının devam ettiğine dair Bağ-Kur sigortalılık belgesi,

•  Vukuatlı nüfus kayıt örneği, 

•  Öğrenciler için öğrenim durumlarını gösterir belge, 

•  7 yaşından küçük çocuklar hariç her sağlık karnesi için 1 adet vesikalık fotoğraf,

•  Yaşları ne olursa olsun çalışamayacak durumda bulunan çocuklar için tam teşekküllü hastanelerin birinden alınacak sağlık kurulu raporu, 

Geçimi sigortalı veya yaşlılık veya malullük aylığı alanlar tarafından sağlanan ana, baba ve 18 yaşını geçmiş evli olmayan kız çocukları için       diğer sosyal güvenlik kuruluş kayıtlarını gösterir belgeyi, temin ederek, il müdürlüklerine başvurmaları gerekmektedir.

Ayrıntı için bkz. www.bagkur.gov.tr

Sosyal Sigortalar Kurumuna Tabi Çalışanların Bakmakla Yükümlü Olduğu Kişiler Sağlık Yardımından Nasıl Yararlanır ?

Sigortalının geçindirmekle yükümlü olduğu kimseler;

b) ........18 yaşını doldurmuş olup da çalışamayacak durumda malül erkek çocukları ile yaşları ne olursa olsun evli bulunmayan ve sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olarak çalışmayan veya aylık yahut gelir almayan kız çocukları, sağlık yardımından yararlanırlar.

Bu yardımın sağlanması için ise; her kurum ilgili mevzuatlarında başka bir sosyal güvenlik kurumundan aylık ya da gelir elde edilmemesi önkoşulunu getirmiştir.

Ayrıntı için bkz. www.ssk.gov.tr

Tedavi Giderlerini Kendi İmkânları İle Karşılayamayan Ve Sosyal Güvenlik Kapsamında Bulunmayan Özürlü Vatandaşların Tedavi Giderleri Nasıl Karşılanmaktadır?

Bu durumdaki vatandaşlarımızın sağlık kuruluşlarındaki tedavi giderlerinin karşılanabilmesi; 3816 sayılı Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Yeşil Kart Verilerek Devlet Tarafından Karşılanması Hakkında Kanun, 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu Kanunu kapsamında mümkün olmaktadır.

Ayrıca; 21.04.2005 tarih ve 5335 sayılı “Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 8'inci maddesi ile; 01.07.1976 tarih ve 2022 sayılı Kanunun 7'inci maddesi “Bu Kanundan yararlananların tedavi giderleri, 18.06.1992 tarih ve 3816 sayılı Ödeme Gücü olmayan Vatandaşların Tedavi giderlerinin Yeşil Kart Verilerek Devlet Tarafından Karşılanması Hakkında Kanun hükümlerine göre yeşil kart verilerek karşılanır.”şeklinde değiştirilmiş olup, özürlü aylığı bağlananların tedavilerinin yeşil kart verilerek sağlanması gerçekleşmiştir.

Yukarıda belirtilen kanunlar kapsamındaki sağlık yardımlarından faydalanabilmek için gerekli belgeler ile birlikte ikamet edilen yerin Mülkî İdare Amirliği'ne başvurulması gerekmektedir.

ÖZÜRLÜ AYLIĞI, BAKIM AYLIĞI

Özürlü Aylığından Nasıl Yararlanılır ?

01.07.1976 tarih ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 1'ici maddesinin 1'inci fıkrasında “ 65 yaşını doldurmuş, kendisine kanunen bakmakla mükellef kimsesi bulunmayan, sosyal güvenlik kuruluşlarının herhangi birisinden her ne nam altında olursa olsun bir gelir veya aylık hakkından yararlanmayan, nafaka bağlanmamış veya bağlanması mümkün olmayan, mahkeme kararıyla veya doğrudan doğruya kanunla bağlanmış herhangi bir devamlı gelire sahip bulunmayan ve muhtaçlığını İl veya İlçe İdare Heyetlerinden alacakları belgelerle kanıtlayan Türk Vatandaşlarına hayatta bulundukları sürece, 300 gösterge rakamının her yıl bütçe kanunu ile tespit edilecek katsayı ile çarpımından bulunacak tutarda aylık bağlanır.” denilmektedir.

Ayrıca; 01.07.2005 tarih ve 5378 sayılı “Özürlüler Ve Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”unun 25'inci maddesi 01.7.1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları yürürlükten kaldırılmış ve aynı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

65 yaşını doldurmamış olmakla birlikte;

“Başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek şekilde özürlü olduklarını tam teşekküllü hastanelerden alacakları sağlık kurulu raporu ile kanıtlayan, 18 yaşını dolduran ve kanunen bakmakla mükellef kimsesi bulunmayan özürlülerden; her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamının aylık ortalamasına göre bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutardan daha az geliri olanlara, bu Kanunun 1 inci maddesine göre belirlenecek aylık tutarının % 300'ü tutarında,

b) 18 yaşını dolduran, kanunen bakmakla mükellef kimsesi olmayan ve herhangi bir işe yerleştirilememiş olan özürlülerden; her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamının aylık ortalamasına göre bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutardan daha az geliri olanlara, bu Kanunun 1 inci maddesine göre belirlenecek aylık tutarının % 200'ü tutarında,

c) Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamının aylık ortalamasına göre bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutardan daha az geliri olduğu halde, kanunen bakmakla yükümlü olduğu 18 yaşını tamamlamamış özürlü yakını bulunanlara, bakım ilişkisi fiilen gerçekleşmek kaydıyla bu Kanunun 1 inci maddesine göre belirlenecek aylık tutarının % 200'ü tutarında, Aylık bağlanır.

65 yaşın doldurulmasından önce bu madde hükümlerine göre bağlanmış olan aylıkların aynı şekilde ödenmesine devam olunur. Bu Kanunun 1 inci maddesine göre aylık bağlananlardan başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek kadar özürlü olduklarını tam teşekküllü hastaneden alacakları sağlık kurulu raporu ile kanıtlayanlara da birinci fıkranın (a) bendine göre aylık bağlanır. Aylık bağlanmasına esas özürlülük oranı değişenlerin aylıkları durumlarına göre yeniden tespit olunur. Özürlülük oranı, bu Kanuna göre aylık bağlanması gereken oranın altına düşenler ile birinci fıkrada belirtilen aylık ortama gelir tutarından fazla gelir elde etmeye başlayanların aylıkları kesilir.

Aylık hakkından yararlanan 18 yaşından küçük özürlülerin yalnızca kendileri bu Kanunun 7'nci maddesinde belirtilen tedavi hakkından yararlanır. Ancak, bu madde hükümlerine göre aylık alanlardan herhangi bir sosyal güvenlik kurumunun tedavi yardımı kapsamında bulunanlara tedavi yardımı yapılmaz.

Belirtilen hükümler doğrultusunda aylıktan yararlanmak için ikamet edilen ilde bulunan Mal Müdürlüğü veya Defterdarlığa müracaat etmek gerekmektedir.

Ayrıntı için bkz. www.emekli.gov.tr

Aylık Bağlanmasında İzlenen Yol ve Diğer Hususlar Nelerdir?

2022 Sayılı Kanuna göre, 1550 gösterge rakamının, memur maaşlarına uygulanan katsayı ile çarpımından bulunacak tutardan daha az geliri bulunan, 65 yaşını doldurmuş yaşlılar ile 18 yaşından büyük özürlüler ve Kanunen bakmakla yükümlü olduğu 18 yaşını tamamlamamış özürlü yakını bulunan Türk Vatandaşlarına aylık bağlanmaktadır. Herhangi bir şekilde yukarıda belirtilen tutara eşit veya daha fazla geliri olanlar muhtaç sayılmazlar ve kendilerine aylık bağlanmaz.

Emekli Sandığınca bağlanan bu aylıklar her yılın, Mart, Haziran, Eylül ve Aralık aylarında olmak üzere üç ayda bir peşin olarak ikametgahlarına yakın anlaşmalı T.C. Ziraat Bankaları Şubeleri ile anlaşmalı PTT Merkez Müdürlükleri aracılığı ile hak sahiplerine veya vekil ya da vasilerine ödenmektedir.

Anılan Kanuna göre yukarıda açıklanan şartları taşıyan Türk Vatandaşları, aylık talepleri için üç adet belgelik fotoğrafları ve Nüfus Cüzdanları ile birlikte ikametgahlarının bağlı bulunduğu Defterdarlık veya Malmüdürlüklerine başvurmaları gerekmektedir. İlgili Defterdarlık veya Malmüdürlüğü aylık talebinde bulunanlar hakkında, Kanunun uygulanmasına ilişkin Yönetmeliğin ilgili hükmü doğrultusunda aylık bağlanabilmesi için gerekli belgeleri düzenleyerek Primsiz Ödemeler Genel Müdürlüğüne göndermektedirler. Söz konusu belgeler Kanun ve uygulanmasına ilişkin Yönetmelik hükümleri doğrultusunda incelenerek ilgililere aylık bağlanıp, bağlanmayacağı hususunda nihai karar Primsiz Ödemelerce verilmekte ve bu kararlar yazı ile aylık talebinde bulunanların adreslerine bildirilmektedir.

Bağlanan aylıklar, hak sahiplerinin;

a) Ölümü,
b) Türk Vatandaşlığından çıkması, çıkarılması, yabancı memleket uyruğuna girmesi (Türk Vatandaşlığını muhafaza edenler hariç),
c)Muhtaçlığın kalkması,
e)Özrü nedeniyle aylık bağlanmış ise bir işte çalışmaya başlaması,
f)Bir akitle hakiki veya hükmi şahıslar tarafından bakım altına alınması,
g)Daimi olmayan özür oranının %40'ın altına düşmesi,
h)Evlenmesi sebebiyle muhtaç durumdan çıkması, hallerinde, bu durumlarının meydana geldiği tarihi takip eden dönem başından itibaren kesilmektedir .

ÖNEMLİ NOT: Yukarıda sayılanlardan biri gerçekleştiği zaman Emekli Sandığı Genel Müdürlüğüne bildirimde bulunarak aylığı kestirmeniz gerekmektedir. Aylık almaya devam olunursa sözkonusu durumlar tesbit edildiğinde durumun gerçekleştiği tarihten itibaren geriye dönük olarak %50 faiziyle geri ödeme istenmektedir.

Aylık almakta olanlar veya aylık sahiplerinin eş, kardeş, anne, baba, vasi, kayyum veya vekilleri aylıkların kesilmesini gerektiren hallerin vukuunda, bu durumları Emekli Sandığı Genel Müdürlüğüne üç ay içinde bildirmekle yükümlüdürler.

2022 Sayılı Kanuna göre aylık alanlara, aylık ödemelerinde kimlik belgesi yerine geçen fotoğraflı “Tanıtım kartı” verilir.

Bu kanundan yararlananların tedavi giderleri, 18.06.1992 tarihli ve 3816 sayılı Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Yeşil Kart Verilerek Devlet tarafından karşılanması hakkında Kanun Hükümlerine göre Yeşil Kart verilerek karşılanmaktadır. 2022 Sayılı Kanuna göre bağlanmış aylıklarından feragat etmek isteyenler:  Aylığın kesilme nedenini de belirten Emekli Sandığı Genel Müdürlüğüne hitaben yazacakları dilekçelerini, (dilekçedeki “imza ve beyanın kendilerine ait olduğunun” mahallesi veya köyü muhtarına imza, kaşe ve mühür ile onaylattıktan sonra) Primsiz Ödemelerı Genel Müdürlüğüne göndermeleri gerekmektedir.

Muhtaç Aylığı Nedir ?

Vakıflar Yönetmeliği uyarınca, vakfiyelerde yer alan hayır şartlarının yerine getirilmesi amacıyla annesi ya da babası olmayan muhtaç çocuklar ile % 40 ve üzeri engelli olan muhtaçlara; sosyal güvencesi olmaması, herhangi bir gelir veya aylığı bulunmaması, mahkeme kararı veya kanunla bakım altına alınmamış olması, gelir getirici taşınır ve taşınmaz malı mevcut olmaması veya olup da bunlardan elde edeceği aylık ortalama gelirinin bu Yönetmelikle belirlenen muhtaç aylığı miktarını geçmemesi halinde aylık bağlanabilir. 18 yaşından küçük engelli çocuklara, kendilerine bakmakla yükümlü anne ve babalarının bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen şartları taşıdığı takdirde aylık bağlanır. Aynı aileden sadece bir kişiye aylık bağlanabilir.

Muhtaç Aylığı Bağlanabilmesi İçin Talepte Bulunanlardan Aşağıdaki Belgeler İstenir :

1-  Başvuru formu,

2- Sağlık kurulu raporu

Bakıma Gereksinimi Olanlara Devletin Sunduğu Bir Hizmet Varmıdır?

Ailesi ekonomik yoksunluk içinde bulunan bakıma muhtaç özürlülere evlerinde veya kurumda bakım hizmeti verilmektedir. Bu hizmetlerin iki asgari ücrete kadar olan kısmı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından ödenmektedir.

Yine aynı şartlarda bakımı aile bireyi ya da yakını tarafından karşılanan özürlü için, bakımı yapan kişiye bir asgari ücrete kadar ödeme yapılmaktadır. Bakım hizmeti ve bakım ücretinden faydalanmak için İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü'ne başvurmak gerekmektedir.

Bakım Aylığı nedir? Nasıl alınır?

30.07.2006 tarih 26244 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tespiti Ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik gereği bakım hizmetleri ile ilgili tüm işlemler Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri tarafından yürütülmektedir.

Ailesi ekonomik yoksunluk içinde bulunan bakıma muhtaç özürlülere evlerinde veya kurumda bakım hizmeti verilmektedir. Kurumlarda verilen bakım hizmetlerinin iki asgari ücrete kadar olan kısmı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından ödenmektedir.

Yine aynı şartlarda bakımı aile bireyi ya da yakını tarafından karşılanan özürlü için, bakımı yapan kişiye bir asgari ücrete kadar ödeme yapılmaktadır. Bakım hizmeti ve bakım ücretinden faydalanmak için İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü'ne başvurmak gerekmektedir.

YARDIMCI ARAÇ GEREÇ VE CİHAZLAR

Sosyal Güvencesi Olmayanlar Ayni ve Nakdi Yardım, Ortopedik ve Diğer Yardımcı Araç ve Gereçleri Nasıl Alabilir ?

İliniz veya İlçenizin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına müracaat ederek talepte bulunabilirsiniz. Ayrıca; Kızılay ve diğer sosyal yardım amaçlı dernek, vakıf, federasyo, Konfederasyonlardan bu konuda yardım alabilirsiniz.

Ayrıca belediyeler tarafından da çeşitli yardımlar yapılmaktadır.

Tekerlekli Sandalyenin Bedeli Ne Kadardır ?

Her yıl Bütçe Uygulama Talimatı'nda belirlenen miktarlarda Sağlık Kurulu raporuna göre ödeme yapılmaktadır. Aşan kısmı ilgili tarafından karşılanır.

2006 Mali Yılı Bütçe Uygulama Talimatına Göre Ödenen Miktar:

Özelliği olmayan motorsuz tekerlekli sandalye 185.17. YTL.

Özelliği olan motorsuz tekerlekli sandalye 648.09. YTL.

Tekerlekli Sandalyenin Bedelini Kim Öder?

Bağlı bulunulan sosyal güvenlik kurumunca karşılanır. Herhangi bir sosyal güvenceye tâbi olmama halinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarından sağlanması Valilik ve Kaymakamlıklardan talep edilebilir.

İşitme Cihazının Bedeli Ne Kadardır ?

20.3.7. İşitme cihazları
(1) Kurumca sadece analog ve dijital işitme cihazı bedelleri ödenir.
(2) İşitme cihazı bedellerinin Kurumca ödenebilmesi için;
Kurumla sözleşmeli resmi sağlık kurumlarınca, işitmenin cihaz ile düzeltilmesinin mümkün olduğunun kulak burun boğaz uzman hekiminin yer aldığı sağlık kurulu raporu düzenlenecektir.
(3) Raporda işitme cihazının analog ya da dijital olduğu belirtilecek, dijital cihaz önerilmesi durumunda analog cihaz önerilmeme gerekçesi ayrıca belirtilecektir.
(4) Odyoloji test sonuçlarını gösterir belgenin aslı rapora eklenecektir.Odyoloji testlerinin, Kurumla sözleşmeli sağlık kurumlarında/ kuruluşlarında veya raporu düzenleyen sağlık kurumunun hizmet alım sözleşmesi yaptığı sağlık kurumlarınca/ kuruluşlarınca yapılması ve odyometrist veya işitme testi yapmaya yetkili sertifikalı personel tarafından onaylanmış olması halinde kabul edilecektir.
(5) Her iki kulak için işitme cihazı bedeli ödenebilmesi için, sağlık kurulu raporunda iki kulakta işitme kaybının bulunduğunun belirtilmesi yeterli olmayıp, gerekçeleri belirtilerek “Hastanın her iki kulak için işitme cihazı kullanması gereklidir.” ibaresi raporda yer alacaktır.
(6) İşitme cihazı bedelleri SUT eki EK-5/C Listesinde yer alan fiyatlar esas alınarak fatura tutarını aşmamak şartıyla ödenir.18 yaş altı çocuklar için EK-5/C Listesinde yer alan tutarlar %50 oranında artırılarak uygulanır.
(7) İşitme cihazı kalıp ve pil bedelleri ödenmez.
(8) İşitme cihazının yenilenme süresi beş yıldır. Bu süreden önce yenilenen işitme cihazı bedelleri Kurumca ödenmez. Ancak, işitme durumunda değişiklik olması ve verilen cihazın yeterli gelmemesi durumunda bu durumun Kurumla sözleşmeli resmi sağlık kurumunca düzenlenen kulak burun boğaz uzman hekiminin yer aldığı sağlık kurulu raporu ile belgelenmesi hâlinde veya ilgililerin kusuru olmaksızın garanti süresi dışında cihazın arızalanması nedeniyle kullanılamaz hâle geldiğinin Kurumla sözleşmeli resmi sağlık kurumunca düzenlenen kulak burun boğaz uzman hekiminin yer aldığı sağlık kurulu raporu ile belgelenmesi ve Kurumca onarımının sağlanamaması hâlinde, süresinden önce yenilenmesi mümkündür
EK-5/C

Sıra No

Kodu

PROTEZ VE ORTEZ LİSTESİ

BİRİM FİYATI (YTL)

86

207.701

İşitme cihazı (analog)

175,00

87

207.702

İşitme cihazı (dijital)

350,00

İşitme Cihazının Bedelini Kim Öder?

Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Talimatı gereğince ödeme yapılır. Cihazların ödenmeyen kısımları olmama halinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarından sağlanması Valilik ve Kaymakamlıklardan talep edilebilir.

Hasta Alt Bezinin Bedeli Ödeniyor mu?

Hastalığı nedeniyle “mesane veya rektum” kontrolü olmadığının (çocuklar için en az iki yaşını tamamlamış olmak kaydı ile) ve hasta altı bezi kullanması gerektiğinin belirtildiği uzman hekim raporuna dayanılarak reçete düzenlenmesi halinde ihtiyaca binaen kullanılması öngörülen hasta alt bezine ait fatura bedelleri; günde 4 adedi ve her bez için 60 YKr geçmemek üzere birer aylık devreler halinde ödenir. ”

Hasta Alt Bezinin Bedeli Kim Öder?

Bağlı bulunulan sosyal güvenlik kurumunca karşılanır. Herhangi bir sosyal güvenceye tâbi olmama halinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarından sağlanması Valilik ve Kaymakamlıklardan talep edilebilir.

VERGİ İNDİRİMİ

Özürlülüğe Bağlı Gelir Vergisi İndiriminden Kimler Yararlanabilmektedir?

Özürlü hizmet erbabı ile bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi bulunan hizmet erbabı, Özürlü serbest meslek erbabı ile bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişi bulunan serbest meslek erbabı,

Basit usulde vergilendirilenlerden, tüccar ve ücretli durumuna girmeksizin, imalat, tamirat ve küçük sanat işleri ile uğraşan, (ilk madde ve yardımcı malzeme müşteriye ait olarak faaliyet gösteren terzi, tamirci, marangoz gibi) özürlüler yararlanmaktadırlar.

Kamu Sektöründe ve Özel Sektörde Çalışan Özürlülerin Gelir Vergisi İndiriminden Yararlanabilmeleri İçin Yapacakları İşlemler Nelerdir?

Gelir vergisi indiriminden yararlanmak isteyen özürlü hizmet erbabı, nüfus kağıdının örneği ve çalıştığı işyerinden alacağı hizmet erbabı olduğunu gösterir belge ile birlikte illerde Defterdarlık Gelir Müdürlüğüne, bağımsız Vergi Dairesi bulunan ilçelerde Vergi Dairesi Müdürlüğüne, diğer ilçelerde Mal Müdürlüğüne bir dilekçe ile başvuracaktır

Gelir Vergisi İndiriminden Yararlanmak İsteyenlerin Hangi Belgeleri Hazırlamaları Gerekmektedir?

Gelir Vergisi indiriminden yararlanmak isteyenlerin dilekçe ekinde bulunduracakları belgeler şunlardır:

 Özürlü hizmet erbabı için:

a)Çalıştığı işyerinden alacağı hizmet erbabı olduğunu gösterir belge,

b)Nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf.

 Hizmet erbabının bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişiler için:

a)Ücretlinin çalıştığı işyerinden alacağı hizmet erbabı olduğunu gösterir belge,

b)Özürlü kişilerin nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf

c)Özürlü kişiye bakmakla yükümlü olduğunu gösteren belge.

 Özürlü serbest meslek erbabı için:

a)Vergi kimlik numarasını gösteren belge,

b)Nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf.

 Serbest meslek erbabının bakmakla yükümlü olduğu özürlü kişiler için:

a)Serbest meslek erbabının vergi kimlik numarasını gösteren belge,

b)Özürlü kişilerin nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf,

c)Özürlü kişiye bakmakla yükümlü olduğunu gösteren belge.

Gelir Vergisiindiriminden yaralanma hakkına sahip basit usulde vergilendirilen özürlüler için:

a)Vergi kimlik numarasını gösteren belge,

b)Nüfus cüzdanı örneği ve üç adet fotoğraf.

Özürlünün Sahip Olduğu Konutta Vergi Muafiyeti Var mıdır?

5378 Sayılı Özürlüler Kanunu'nun 22'inci maddesi buna ilişkin düzenlemeyi içerir.

Madde 22.- 29.7.1970 tarihli ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "gazilerin," ibaresinden sonra gelmek üzere "özürlülerin," ibaresi eklenmiştir.

Buna göre; 200 metrekareden küçük tek konutuolan özürlüler emlak vergisinden muaftır.

Malûl Ve Özürlüler Tarafından Gümrük Vergisinden Muafen İthal Edilecek Başka Eşya Var Mıdır?

Özürlülerin eğitimi, çalışması veya fiziksel, ruhsal ve sosyal gelişimlerine yönelik olarak özel suretle imal edilmiş olup, malûl ve özürlülerin kendi kullanımları için getirdikleri veya onlara yardım sağlanması amacına yönelik olarak kamu yararına faaliyette bulunan dernekler ile Sağlık Bakanlığınca yetki verilmiş kurum ve kuruluşlarca ithal edilen ve Kararnamede sayılan eşyalar gümrük vergilerinden muaftır.

Bu eşyalar:

Görmeyenler ve kısmen görenler için eğitsel, bilimsel veya kültürel gelişimlerine yönelik olmak üzere özel surette imal edilmiş matbu yayınlar, kabartma baskılar ve kağıtları, braille kağıdı, beyaz bastonlar, yazı ve kelime işlem makineleri, konuşan kitaplar, kasetçalarlar, büyütücü televizyon ekranları, elektronik yer saptayıcı ve engel dedektörü, saatler ve diğer parçalar vb.

Ortopedik cihazlar (motorlu veya motorsuz koltuklar, bisiklet, motosiklet, koltuk değnekleri, protez organlar vb.)

İşitme özürlülerin işitmesini kolaylaştırmaya mahsus cihazlar.

Vücut kusur veya noksanlığını gidermek amacıyla üstte veya elde taşınan veya vücudun içine yerleştirilen diğer cihazlar.

Eğlence merkezleri için özel oyun ekipmanları gibi eşyalardır.

Özel olarak malûl ve özürlülerin kullanımına mahsus olan ve eşya ile birlikte getirilen parça, yedek parça ve standart aksesuarlara veya bu eşyanın bakım, kontrol, ayarlama ya da tamiri için gerekli olan aletler de muafiyet kapsamındadır. Söz konusu parça, yedek parça ve aksesuarlar ile sair aletlerin eşyanın ithalinden sonra getirilmesi halinde muafiyetin uygulanması için bunların muafen ithal edilen eşya ile ilgili olduklarının tevsik edilmesi gerekir.

Bu eşyaların muafen ithaline ilişkin talepler, doğrudan eşyanın getirildiği Gümrük İdaresine yapılır. Gümrük İdaresi'nce eşyanın Kararname kapsamında ve kararnamede sayılan eşya olması halinde ithaline izin verilir.

ÖZEL TERTİBATLI ARAÇ

Ayni Nakdi Yardım (Yiyecek, Giyecek, Para Yardımı) Yapılmakta mıdır?

Muhtaç durumda olup, herhangi bir sosyal güvenliği olmayan kişiler; İl veya ilçedeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına başvuruda bulunarak, ayni ve nakdi yardımlardan yararlanabilirler.

Ayrıca, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü ' nce muhtaç durumdaki ailelerin çocuklarının bakımına destek için ayni ve nakdi yardımlar yapılmaktadır. Muhtaç olup, özürlü çocuğunun bakımında güçlükler yaşayan aileler bu yardımdan yararlanmak için İllerinde bulunan İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne müracaat edebilirler

ÖZEL DONANIMLI ARAÇ

Yurtdışından Gümrük Vergisi Muafiyetinden Yararlanarak Taşıt Alınması


4458 Sayılı Gümrük Kanunu'nun167'nci maddesinin 12'nci bendinde malül ve özürlülerin kullanımına mahsus eşyanın gümrük vergilerinden muaf olduğu hüküm altına alınmıştır. Yine aynı maddede; sözü edilen eşyayı tanımlamaya, bunların cins, nevi ve miktarları ile muafiyet ve istisna uygulanacak tutarlarını belirlemeye, maktu hadleri sıfıra kadar indirmeye veya iki katına kadar çıkartmaya, sürelerle ilgili alt ve üst sınırları belirlemeye, bu muafiyet ve istisnayı farklı eşyalar itibariyle birlikte veya ayrı ayrı uygulatmaya Bakanlar Kurulunun yetkili olduğu ifade edilmiştir.


13 Ocak 2000 tarih ve 2000/53 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki Gümrük Vergilerinden Muafiyet ve İstisna Tanınacak Haller Hakkında Kararın 116 ıncı maddesi şu şekildedir:

Madde 116- 1) Körler hariç olmak üzere malul ve özürlülerin eğitimi, çalışması veya fiziksel ve ruhsal olarak sosyal gelişimlerine yönelik olarak özel surette imal edilmiş olup, malul ve özürlülerin kendi kullanımları için getirdikleri veya onlara yardım sağlanması amacına yönelik olarak kamu yararına faaliyette bulunan dernekler ile Sağlık Bakanlığınca yetki verilmiş kurum veya kuruluşlarca ithal edilen eşya,


2) Münhasıran malul ve sakatlar tarafından kullanılmak üzere özel surette imal edilmiş hareket ettirici tertibatı bulunan ve bunlar tarafından ithal edilen motorlu veya motorsuz koltuklar, bisiklet, motosiklet ve motor silindir hacmi 1600 (dahil) cc'ye kadar olan binek otomobilleri (arazi taşıtları hariç) ile el ve ayak fonksiyonlarını tamamen yitirmiş olmaları nedeniyle bizzat sakat kişi tarafından kullanılamayan, sakat kişinin araca binip inmesiyle taşınmasını kolaylaştırıcı tertibatı bulunan ve sakat kişinin üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımlarından bir sürücü veya sakat kişi tarafından iş akdine bağlı olarak istihdam edilen bir sürücü tarafından kullanılan motor silindir hacmi 2500 (dahil) cc'ye kadar olan taşıtlar (arazi taşıtları hariç)

gümrük vergilerinden muaftır.


Anılan kararın 117 inci maddesinde ise; özel olarak 116 ncı maddede bahsi geçen eşyaya mahsus olan ve eşya ile birlikte getirilen parça, yedek parça ve aksesuarlar veya bu eşyanın bakım, kontrol, ayarlama ya da tamiri için gerekli olan aletlerin de bu muafiyet kapsamında olduğu ifade edilmiştir.Söz konusu parça, yedek parça ve aksesuarlar ile sair aletlerin, eşyanın ithalinden sonra yurda getirilmesi halinde de muafiyetin uygulanabilmesi için bunların muafiyetten yararlanarak ithal edilen eşya ile ilgili olduklarının gümrük idaresine kanıtlanması gerekmektedir.

1- Özel Tertibatlı Aracın İthali:

  Türkiye Gümrük Bölgesi dışında çalışan özürlü kişi, ikametini Türkiye Gümrük Bölgesine kesin olarak nakletmesi halinde özel tertibatlı aracı ithalat vergilerinden muaf olarak ithal edebilecektir. Türkiye Gümrük Bölgesinde yerleşik özürlü ise; Yurt dışına resmi kanalla döviz transferi veya Türkiye Gümrük Bölgesi dışındaki gerçek ve tüzel kişiler tarafından kendisine bağış yoluyla gönderilen özel tertibatlı aracı vergiden muaf olarak ithal etme hakkına sahiptir.

2- İthal Edilen Özel Tertibatlı Araçlarda Aranılan Şartlar :

  Gümrük vergisi ödenmeden yurt dışından ithal edilecek özel tertibatlı özürlü araçlarında aşağıdaki şartlar aranacaktır:
- Malül ve özürlü tarafından ithal edilmek istenen araç binek otomobili ise, binek otonun münhasıran malül ve özürlü tarafından kullanılmak üzere özel surette imal edilmiş hareket ettirici tertibatı bulunmalı ve silindir hacmi 1600 (dahil) cc'ye kadar (arazi taşıtları hariç) olmalıdır.
- Özürlü kişi tarafından kullanılmayan araç; bu araç el ve ayak fonksiyonunu tamamen yitirmiş özürlü kişinin araca inip binmesiyle, taşınmasını kolaylaştırıcı tertibatı bulunmalı ve özürlü kişinin üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımlarından bir sürücü veya özürlü kişi tarafından iş akdine bağlı olarak istihdam edilen bir sürücü tarafından kullanılan silindir hacmi 2500 (dahil) cc'ye kadar (arazi taşıtları hariç) olmalıdır.
Özel surette yapılmış hareket ettirici tertibatı bulunmayan ve sadece otomatik vitesli olan binek oto ile özürlü kişinin araca binip inmesiyle taşınmasını kolaylaştırıcı tertibatı bulunmayan özürlü kişi tarafından kullanılmayan aracın muafiyetten yararlandırılmak suretiyle ithali mümkün değildir. Binek oto ve özürlü kişi tarafından kullanılmayan aracın standart olmayan aksesuarları bulunması halinde bu aksesuarların ithaline gümrük vergilerinin tahsili kaydıyla izin verilir.
Malül ve özürlü tarafından ithal edilmek istenen araç motosiklet ise, bu motosikletin özürlü tarafından kullanılmak üzere özel surette imal edilmiş olması halinde gümrük vergisi ödenmeyecektir.

3- Müracaat Şekli

  Özel tertibatlı araç için Türkiye'ye getirilmeden önce, malül ve özürlü kişiler veya bunlar hesabına bu kişinin vekil tayin ettiği ve Türkiye Gümrük Bölgesinde yerleşik kişiler tarafından, Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğüne;

- Fizik ve Rehabilitasyon merkezince onaylı, 18/3/1998 tarih ve 23290 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan “ Sağlık Bakanlığı tarafından Özürlülere Verilecek Sağlık Raporları Hakkında Yönetmelik ” eki listede yer alan sağlık kurulu raporu vermeye yetkili sağlık kuruluşlarından alınmış heyet raporunun, (bu raporda; ilgilinin özrü ile bunun derecesinin ve haline göre kullanabileceği taşıt özelliğinin belirtilmesi gerekir. Şayet ilgili, yurt dışında iken resmi bir hastaneden aldığı ve dış temsilciliklerimize onaylattığı bir rapor ibraz ederse bu raporun 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 41 inci maddesine uygunluğunun da ayrıca belgelenmesi gerekir.),

- Trafik Dairesince düzenlenen ve ilgili şahsın özürlülük durumu itibariyle, taşıt kullanabileceğini gösteren H sınıfı sürücü belgesinin, biri asıl olmak üzere iki nüshası ise birlikte müracaat edilmesi gerekmektedir.

Özel tertibatlı otomobil ithalatı talebi Ankara Gümrükleri Başmüdürü veya yetki vereceği Başmüdür Yardımcısı başkanlığında, Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürü, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ile Türkiye Sakatlar Konfederasyonu temsilcilerinden oluşan bir heyet tarafından karara bağlanacaktır. Heyet çalışmalarını Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğünde yürütmekte olup heyetin toplanacağı gün ilgili özürlü ve malül kişilerin de anılan gümrükte hazır bulunmaları şartı vardır.

Özürlü kişi tarafından kullanılmayan araçların karara bağlama işlemleri Gümrük Müsteşarlığının olumlu ön izninin alınması sonrasında gerçekleştirilecektir.Ayrıca, binek otomobili veya minibüsün ithaline ilişkin kararların (müspet) Komisyon tarafından oybirliği ile verilmesi gerekmektedir.

4- İthalat İşlemi

Komisyon kararının olumlu olması halinde, otomobil ile özürlü kişi tarafından kullanılmayan araç için Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğü'nce “İthal İzin Belgesi” düzenlenir. İzin belgesinin geçerlilik süresi 6 (altı) aydır. Taşıt, izin belgesinin geçerlilik süresi içerisinde Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğü'ne teslim edilir.

Gümrük Müdürü veya yetkili kılacağı Gümrük Müdür Yardımcısı başkanlığında iki muayene memurundan oluşturulan heyet tarafından aracın söz konusu heyet kararına uygunluğunun tespit işlemleri yapılarak uygun bulunması halinde ithaline izin verilir. Adı geçen gümrük idaresince, ithal işlemi tamamlanan binek otomobil ve minibüs için düzenlenecek trafik şahadetnamesine şerh konularak ilgili trafik tescil dairesine gönderilir.

  5- Araçların Devir ve Satışı

Gümrük Vergisinden Muafiyet ve İstisna Tanınacak Haller Hakkında Karar gereğince, gümrük vergisinden muaf olarak ithal edilen eşya, gümrüğün izni olmadan ve gümrük vergileri alınmadan malul ve özürlü olmayanlara ödünç verilemez, kiralanamaz, devredilemez veya satılamaz. Söz konusu eşya ve malzemeler muafiyetin veriliş amacına uygun kullanılmak ve ilgili gümrük müdürlüğünden izin alınmak kaydıyla muafiyet hakkı tanınmış başka bir kurum veya kuruluşa ödünç verilir, kiralanır, devredilir veya satılırsa gümrük vergileri aranmaz.

Malul veya özürlü kişiler; mülkiyetlerinde gümrük vergisi ödemeden ithal edilmiş özel tertibatlı otomobil, minibüs ve motosiklet kayıtlı olduğu sürece ve bunların fiili ithal tarihinden itibaren 5 (beş) yıl geçmedikçe, bu taşıtları satamaz ve yeniden aynı şekilde muaf olarak otomobil, minibüs ve motosiklet ithal edemezler.

Özel olarak dizayn edilmiş aracı devralacak kişinin özrünün farklı olması halinde, devredilecek taşıtın Ankara Naklihane ve Bedelsiz İthalat Gümrük Müdürlüğü'ne teslim edilmesi ve devri alacak kişinin özrüne uygun olarak aracın anılan Gümrük İdaresinin gözetimi altında dizayn edilmesi gerekmektedir.

Yurtiçinden Özel Tüketim Vergisinden (ÖTV) Yararlanarak Taşıt Alınması Nasıldır ?


4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununda 5228 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, özürlülere motorlu taşıt araçlarının yurt içinden satın alınması veya ithal edilmesi sırasında sağlanan Özel Tüketim Vergisi(ÖTV) istisnasının kapsamı 31.07.2004 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere genişletilmiştir. Anılan kanunun “Diğer İstisnalar” başlıklı 7 inci maddesinin 2 inci bendi uyarınca;


Madde 7 - Bu Kanuna ekli;

  2. (Değişik: 16/7/2004 - 5228/21 md.) (II) sayılı listede yer alan kayıt ve tescile tâbi mallardan;

a) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³`ü aşanlar hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³`ü aşanlar hariç) ve 87.11 G .T.İ.P. numaralarında yer alanların, sakatlık derecesi % 90 veya daha fazla olan malûl ve engelliler tarafından,


b) 87.03 (motor silindir hacmi 1.600 cm³`ü aşanlar hariç), 87.04 (motor silindir hacmi 2.800 cm³`ü aşanlar hariç) ve 87.11 G .T.İ.P. numaralarında yer alanların, bizzat kullanma amacıyla sakatlığına uygun hareket ettirici özel tertibat yaptıran malûl ve engelliler tarafından,

Beş yılda bir defaya mahsus olmak üzere ilk iktisabı,.................


Özel tüketim vergisinden istisnadır.


Yapılan düzenleme ile daha önceki uygulamaya ek olarak özürlülük derecesi % 90 ve daha fazla olanlar özürlülerin bazı taşıt araçlarını özel tertibat veya mekanik ilave yaptırılması şartı olmaksızın Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ödemeden satın alabilmelerine imkân sağlanmıştır. Özürlü adına kayıtlı olan araç bu kişinin üçüncü dereceye kadar kan ve sihri hısımlarından birisi veya noterce düzenlenmiş iş akdine bağlı olarak istihdam edilen bir sürücü tarafından kullanılacaktır. Özürlü ve malüllere ÖTV istisnası ile ilgili ayrıntılı açıklamalar 1 Seri Numaralı ÖTV Genel Tebliğinde yapılmıştır.


1- ÖTV'den İstisna Taşıtlar

 

  Malül ve özürlülerin özel tertibat yapılma şartı olsun veya olmasın ÖTV ödemeden iktisap edebilecekleri taşıtları şu şekilde sıralayabiliriz:


- Motor silindir hacmi 1600 cm3 ü aşmayan binek otomobilleri ve esas itibariyle insan taşımak üzere imal edilmiş diğer motorlu taşıtlar(steyşın vagon,arazi taşıtı ve jeepler dahil),

  - Motor silidir hacmi 2800 cm3'ü aşmayan eşya taşımaya mahsus taşıtlar,

  - Motosikletler, mopedler ve bir yardımcı motoru bulunan tekerlekli taşıtlar,


Buna göre, Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (II) sayılı listede bulunan taşıt araçlarından motor silindir hacmi 1.600 cm³'ü aşmayan binek otomobilleri, motor silindir hacmi 2.800 cm³'ü aşmayan kamyonet, pikap vb. eşya taşımaya mahsus taşıt araçları ile motosikletlerin özür derecesi % 90 veya daha fazla olan malul ve özürlüler veya bizzat kullanmak amacıyla özrüne uygun hareket ettirici özel tertibat yaptıran malul ve özürlüler tarafından, beş yılda bir defaya mahsus olmak üzere yetkili satıcı veya galeriden satın alınmasında ÖTV tahsil edilmeyecektir.


ÖTV istisnası uygulanan araçlar için istisnadan yararlanan kişi (veya kişiler) adına düzenlenecek faturalarda ÖTV gösterilmeyecektir.Bu tür araçların kayıt ve tescilini yapanların, araç sahibinin faturada ve “ ÖTV Ödeme Belgesi ” nde alıcı olarak gösterilen kişi (veya kişiler) olduğunu tespit etmeleri gerekmektedir.

2- Özür Derecesi %90 veya Daha Yüksek Olanlarda İstisna

  Özel Tüketim Vergisi Kanununda 5228 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu,malül ve özürlülere sağlanan ÖTV istisnasının kapsamı genişletilmiş ve özür derecesi % 90 ı aşanların herhangi bir mekanik ilave veya tadilat yapılması şartı olmaksızın yurt içinden iktisap ettikleri taşıt araçlarından ÖTV tahsil edilmemesi sağlanmıştır.Engel sebebinin önemi bulunmamaktadır. Görme, işitme, konuşma veya ortopedik olabileceği gibi zihinsel özürlülerde yasadan yararlanabilmektedir.


Özür derecesinin % 90 ve üzerinde olduğu, “ Özürlülere Verilecek Sağlık Raporları Hakkında Yönetmelik ” uyarınca Sağlık Bakanlığının belirlediği sağlık kuruluşlarından(tam teşekküllü Devlet Hastanesi) alınacak rapor ile belgelendirilmesi şartıyla, yukarda vasfı ve motor silindir hacmi belirtilmiş olan araçlardan birisinin özürlüler tarafından ÖTV ödenmeden satın alınması veya ithal edilmesi imkân dahilindedir.


Bu şekilde yurt içinden taşıt aracı iktisap edecek veya ithal edecek olanların motorlu taşıt kullanma ve ehliyet alma imkânları olmadığı için bunlar adına alınan taşıtlar başkaları tarafından kullanılacaktır . Bu kişilerde, Gümrük Vergilerinden Muafiyet ve İstisna Tanınacak Haller Hakkında Karar ve Karayolları Trafik Yönetmeliği 'nde tanımlandığı üzere, araç sahibinin üçüncü dereceye kadar kan ve sihri hısımlarından birisi veya noterce düzenlenmiş iş akdine bağlı olarak istihdam edilen bir sürücü olacaktır .


Yetkili sağlık kuruluşlarından alınacak sağlık kurulu raporunun, araçların ilk iktisabının yapılacağı motorlu araç ticareti yapan yetkili bayi veya galeri tarafından vergi dairesine verilecek Özel Tüketim Beyannamesine eklenmesi suretiyle, beyannamede ÖTV hesaplanmayacaktır. Vergi dairesince kabul edilen beyanname ve ekleri incelenerek tahakkuk fişi ve istisna uygulandığını gösteren “ ÖTV Ödeme Belgesi ” düzenlenecek ve mükellefe verilecektir.

  3- Bizzat Kullanmak Amacıyla İlk İktisabı Yapılan Araçlarda İstisna

  Yukarıda belirtilen şartları taşıyan araçların bizzat kullanmak amacıyla özrüne uygun hareket ettirici özel tertibat yaptıran malul ve özürlüler tarafından ilk iktisabı ÖTV'den istisna edilmiştir. Bu istisnadan yararlanan kişilerin istisna uygulanan ilk iktisaplarına ilişkin olarak mükellefler tarafından verilecek ÖTV beyannamesine;

- Alıcının maluliyeti veya özrü ile özel tertibat yaptırılan araçları kullanabileceğine dair Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca yetkili sağlık kuruluşlarından alınan sağlık kurulu raporu,

•  Aracın özre uygun olarak tadil edildiğine dair teknik belgenin aslı veya noter onaylı örneği,

•  Alıcının “H” sınıfı sürücü belgesinin fotokopisi,

eklenecek ve beyannamede ÖTV hesaplanmayacaktır.


Vergi dairesince kabul edilen beyanname ve ekleri incelenerek, araçta yapılan özel tertibatın raporda yazılı özre uygun hareket ettirici bir tadilat olduğu tespit edilecektir. Bu tespit üzerine tahakkuk fişi ve istisna uygulandığını gösteren “ ÖTV Ödeme Belgesi ” düzenlenecek ve mükellefe verilecektir.

•  Malul ve özürlülerin yurt dışından ithal edeceği taşıt araçları için de ilgili belgelerin gümrük idaresine ibrazı üzerine ÖTV istisnası uygulanacaktır. İstisna kapsamında taşıt aracı ithal edenlerin kimlik bilgileri (Adı, soyadı, ana ve baba adı, doğum yeri ve tarihi), özre dair raporun verildiği hastane, tarihi, sayısı, özür türü ve derecesi ile ithal edilen taşıt aracının özelliklerini (G.T.İ.P. numarası, cinsi, modeli, markası, tipi, motor silindir hacmi) gösteren listeler gümrük idarelerince aylık olarak hazırlanarak, takip eden ayın onbeşinci günü akşamına kadar Gelirler Genel Müdürlüğüne bildirilecektir.

4- ÖTV İstisnasının Süresi

Yukarıda açıklanan usul ve esaslara göre istisnadan yaralanan malül ve özürlüler 5 yıl süre ile ikinci bir defa bu istisnadan yararlanamayacaklardır. İstisnadan yararlanarak adlarına bir taşıt aracı tescil edilenlerin tescil tarihinden itibaren 5 yıl süresince ÖTV ödemeden taşıt aracı satın almaları veya ithal etmeleri mümkün değildir.

  ÖTV Kanununun 15. maddesinin 2 numaralı fıkrası uyarınca, motorlu taşıtlardan kayıt ve tescile tabi olanların ilk iktisabında ÖTV istisnasından yararlananların, bu taşıtı istisnadan yararlanmayan bir kişi veya kuruma devretmesi halinde, bu devir dolayısıyla adına kayıt ve tescil işlemi yapılandan, ilk iktisaptaki matrah üzerinden, kayıt ve tescil tarihindeki orana göre, bu tarihte tarh ve tahakkuku yapılacak olan ÖTV tahsil edilecektir.

Buna göre malul ve özürlülerce ilk iktisabında istisna uygulanan motorlu taşıtların, istisnadan yararlanmayan kişi veya kurumlarca bunlardan iktisabında, alıcılar tarafından (2A) numaralı ÖTV beyannamesi düzenlenerek, bu işlemin yapıldığı yerde tek vergi dairesi varsa bu vergi dairesine, birden fazla vergi dairesi varsa motorlu taşıtlar vergisi ile görevli vergi dairesine verilecek ve vergi ödenecektir. Beyannamede matrah olarak, aracın istisnadan yararlanılarak ilk iktisap edildiği tarihteki matrah; oran olarak ise aracın malul veya özürlüden iktisabı tarihinde geçerli olan oran yazılarak vergi hesaplanacaktır.

Ancak, ilk iktisabında istisna uygulanan söz konusu taşıt araçlarının veraset yoluyla intikallerinde bu hüküm uygulanmayarak ÖTV nin sonradan tahsili yoluna gidilmeyecektir.

ÖTV ödenmeden malül veya özürlü tarafından yukarıda belirtilen esaslara göre iktisap edilen veya ithal edilen aracın çalınması üzerine, beş yıl içersinde alınan yeni aracın 4760 sayılı ÖTV Kanununun 7/2. maddesi gereği istisna hükmünden yararlandırılması mümkün bulunmamaktadır. Özürlü veya malül tarafından, çalınan araç yerine çalınan aracın tescil tarihinden itibaren 5 yıl geçmeden yeni alınan motorlu taşıt için ÖTV ödenecektir.

Motorlu Taşıtlar Vergisinden İstisna Nasıldır?

5035 sayılı Kanunun 22. maddesi ile Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu'nun istisnalara ilişkin 4. maddesinin (c) bendi değiştirilerek “ Sakatlık dereceleri % 90 ve daha fazla olan malûl ve engellilerin adlarına kayıtlı taşıtlar ile diğer malûl ve engellilerin, bu durumlarına uygun hale getirilmiş özel tertibatlı taşıtlar. ” için Motorlu Taşıtlar Vergisi tahsil edilmemesi ilkesi getirilmiştir.

Yapılan düzenleme ile malûl ifadesine engelliler ifadesi eklenmiş, malûl ve engellilerin bu istisnadan yararlanma şartı olan “ bizzat kullanmak ” zorunluluğu uygulamadan kaldırılarak; özür dereceleri % 90 ve daha fazla olan malûl ve engellilerin adlarına kayıtlı taşıtlar ile diğer malûl ve engellilerin adlarına kayıtlı olan özel tertibatlı taşıtlar motorlu taşıtlar vergisinden istisna edilmiştir.

Özür dereceleri % 90 ve daha fazla olan malûl ve özürlülerin bu durumlarını tam teşekküllü Devlet hastanesinden alınmış olan sağlık kurulu raporu ile ilgili vergi dairelerine belgelendirmeleri halinde, söz konusu malûl ve özürlülerin kendi adlarına kayıt ve tescil edilmiş olan taşıtları, motorlu taşıtlar vergisine tabi tutulmayacaktır. Bu istisnadan yararlanmak için, malûl ve özürlülere ait taşıtın özel tertibatlı veya özel tertibatlı hale getirilmiş olması şartı aranmayacaktır.

Özür dereceleri % 90 dan az olan malûl ve özürlülerin bu durumlarını; tam teşekküllü Devlet hastanesinden alınan sağlık kurulu raporu ile belgelendirmeleri ve kendi adlarına kayıt ve tescilli olan taşıtların özürlülük haline uygun özel tertibatlı veya özel tertibatlı hale getirilmiş taşıtlar olduğunu belirten “ Motorlu Araç Tescil Belgesi ”nin ilgili tescil kuruluşlarınca onaylanmış örneği ile “ Araçlar İçin Teknik Belge ” ve “ Proje Raporu ”nun aslı veya noter onaylı örneğini ilgili vergi dairelerine ibraz etmeleri halinde bu istisna hükmünden yararlanabileceklerdir.

İstisnadan yararlanacak olan malûl ve özürlüler tarafından; “ Malûl ve Engelliler Adına Kayıt ve Tescilli Taşıtlarda Motorlu Taşıtlar Vergisi İstisnası Bildirim Formu ” istisnadan yararlanmak için gerekli olan diğer belgeler ile birlikte ilgili vergi dairesine verilecektir.

Malül ve Özürlülere Ait Taşıtların Trafik İşlemleri Nasıl Yapılmaktadır?


31 Aralık 2004 Tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile Karayolları Trafik Yönetmeliği nin 53 üncü ve 74 üncü maddelerinde değişiklik yapılarak; ithaline izin verilen veya ülkemizde imal edilen malul ve özürlülere ait özel tertibatlı araçlar ile özür derecesi % 90 ve üzerinde olan malul ve özürlüler adına Özel Tüketim Vergisinden muaf olarak tescil edilmiş özel tertibatı olmayan araçlara, üzerinde özürlülere mahsus işaret bulunan plakalardan verileceği hüküm altına alınmıştır.


Bu tür araçların trafik kuruluşlarınca tescil işlemlerinin yapılması sırasında;


- Bizzat kullanım amacıyla malul ve özürlü tarafından ithal edilen özel tertibatlı otomobiller ile motosikletlerin tescil belgelerine, “ Araç sahibi tarafından kullanılması zorunlu olup, ilgili gümrük müdürlüğünün izni olmadan devri, satışı, hibesi, intifasının mülkiyeti muhafaza kaydıyla veya sair şekillerde akden devri, tasarruf hakkının vekaletname ile devredilmesi, kiralanması, ödünç verilmesi, özel tertibatının kaldırılması veya değiştirilmesi yasaktır. ” ,


- Malul ve özürlü tarafından ithal edilen özel tertibatlı minibüslerin tescil belgelerine, “ Araç sahibinin üçüncü dereceye kadar kan ve sihri hısımlarından bir sürücü veya noterce düzenlenmiş iş akdine bağlı olarak istihdam edilen bir sürücü tarafından kullanılması zorunlu olup, ilgili gümrük müdürlüğünün izni olmadan devri, satışı, hibesi, intifasının mülkiyeti muhafaza kaydıyla veya sair şekillerde akden devri, tasarruf hakkının vekaletname ile devredilmesi, kiralanması ödünç verilmesi, özel tertibatının kaldırılması veya değiştirilmesi yasaktır. ” ,


- Malul ve özürlü tarafından bizzat kullanılmak amacıyla ülkemizden satın alınarak ilk iktisap edilen özel tertibatlı araçların tescil belgelerine, “ Araç sahibi tarafından kullanılması zorunlu olup, Özel Tüketim Vergisi ödenmeden devri, satışı, hibesi, intifasının mülkiyeti muhafaza kaydıyla veya sair şekillerde akden devri, tasarruf hakkının vekaletname ile devredilmesi, kiralanması, ödünç verilmesi, özel tertibatının kaldırılması veya değiştirilmesi yasaktır. ” , ikinci el araç olarak satın alınmış ise, “ Araç sahibinden başkasının kullanması yasaktır. ” şeklinde şerh konulacaktır.


Özel tertibatı olmayıp, özür derecesi % 90 ve üzeri olan malul ve özürlüler tarafından ÖTV'den muaf olarak bizzat ithal edilen ya da ülkemizden satın alınan araçların tescil belgelerine, “ Araç sahibi malul ve engelli kişinin kanuni mümessili ile üçüncü dereceye kadar kan ve sihri hısımlarından bir sürücü veya noterce düzenlenmiş iş akdine bağlı olarak istihdam edilen bir sürücü tarafından kullanılması zorunlu olup, Özel Tüketim Vergisi ödenmeden devri, satışı, hibesi, intifasının mülkiyeti muhafaza kaydıyla veya sair şekillerde akden devri, tasarruf hakkının vekaletname ile devredilmesi, kiralanması, ödünç verilmesi yasaktır. ”şeklinde şerh konulacak olup, ayrıca ithal araçların gümrük şahadetnamelerinde, yukarıda belirtilen şerh dışında varsa diğer şerhler de, tescil belgesine işlenecektir.


Malul ve özürlüler tarafından ithal edilerek getirilen araçların, aynı durumdaki başka bir malul veya özürlüye devri veya bunların ölümü sonucunda varislerine intikali halinde, bu araçlar gümrük vergisinden muaf olup, devir ve tescil işlemi ilgili gümrük müdürlüğünün iznine bağlıdır. Araç ülkemizden satın alınmış ise ilgili vergi dairesinin izninin alınması gereklidir.

Malul ve özürlülere ait özel tertibatlı araçların her ne sebeple olursa olsun,anılan Yönetmelikle belirlenmiş olan kişiler dışında başkaları tarafından kullanıldığının tespiti halinde aracın trafikten alı konulması yanında bu hususta düzenlenecek tutanak da işlem yapılmak üzere ilgili gümrük ve maliye birimlerine intikal ettirilecektir.


Diğer taraftan, zihinsel özürlüler ile reşit olmayan küçüklerin sahibi bulundukları aracın, tescil kuruluşlarında adlarına tescillerinin yapılabilmesi için, ileride doğabilecek hukuki ve cezai sorumlulukları kabul ettiklerine dair, kanuni mümessillerince noterde tanzim ve tasdik edilmiş taahhütnameyi tescil anında tescil birimine vermeleri zorunludur.

Taşıtlarda Katma Değer Vergisi Ne Kadardır?


3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununda, özür dereceleri % 90 ve daha fazla olan malûl ve özürlülerin kendi adlarına kayıt ve tescil edilmiş olan taşıtlar yanında özür dereceleri % 90 dan az olan malûl ve özürlülerin adlarına kayıt ve tescilli olan ve özürlülük haline uygun özel tertibatlı veya özel tertibatlı hale getirilmiş taşıtlar için, istisnai bir düzenleme bulunmamaktadır. Malül veya özürlüler tarafından iktisap edilen veya ithal edilen taşıtlar genel KDV oranına tabidir (%18).

H Sınıfı Sürücü Belgesi Nedir ve Nasıl Alınır ?

Özel tertibatlı olarak imal, tadil ve teçhiz edilmiş motosiklet veya otomobil türünden araçları kullanacak özürlüler H sınıfı ehliyet almak zorundadır. H sınıfı sürücü belgesine ilişkin düzenlemeler Karayolları Trafik Yönetmeliği'nde yer alır.H sınıfı ehliyet almak için, “Özel tertibatlı araç kullanabilir” ibaresi olan sağlık kurulu raporu ile birlikte sürücü kurslarına müracaat edilmelidir. H sınıfı ehliyet kurslarında, kursiyerler trafik ve ilkyardım derslerinden sorumludurlar. Motor dersinden muaftırlar. Dört haftalık teorik ders süresi vardır. Geri kalan sürede de direksiyon eğitimi alınır.H sınıfı ehliyeti ömür boyu kullanmak veya belirli aralıklarla güncellemek, alınacak Sağlık Kurulu Raporunda kesinlik kazanır. El veya ayakta ortopedik özrü olanlar ve işitme özürlüler H sınıfı ehliyeti ömür boyu kullanabilir.

Tek Gözü Olanlar (Monoküler) Sürücü Belgesi Alabili mi?

26 Eylül 2006 tarih ve 26301 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Sürücü Adayları ve Sürücülerde Aranacak Sağlık Şartları İle Muayenelerine Dair Yönetmelik”de belirtilen usul ve esaslar dahilinde tek gözlüler ehliyet alabilmektedir.

EĞİTİM

Özürlü Bireyin Eğitim Hakları Nelerdir ?

Özürlü bireyler temel eğitim ilkeleri doğrultusunda genel eğitim, özel eğitim ve mesleki eğitim görme haklarını kullanabilmektedirler.

5378 sayılı Özürlüler Kanunu'nun 15. Maddesinde “Hiçbir gerekçeyle özürlülerin eğitim alması engellenemez. Özürlü çocuklara, gençlere ve yetişkinlere, özel durumları ve farklılıkları dikkate alınarak, bütünleştirilmiş ortamlarda ve özürlü olmayanlarla eşit eğitim imkânı sağlanır.” ibaresi yer almaktadır.

Özel Eğitim Hizmetlerinin Yasal Dayanağı Nedir ?

Özel eğitim hizmetleri 573 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 31.05.2006 tarih ve 26184 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren “Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği” nde belirtilen esaslar doğrultusunda yürütülür.

Özel Özel Eğitim Merkezlerinden Hizmet Almak İçin Nereye Başvurmak Gereklidir ?

Hastaneden alınan “eksiksiz” doldurulmuş “özürlüler için sağlık kurulu raporu” ile ikamet edilen ilçede bulunan Rehberlik Araştırma Merkezlerine müracaatta bulunulmalıdır.

Eğitsel Değerlendirme Ve Tanımlama Nedir?

Rehberlik Araştırma Merkezlerinde, bireyin tüm gelişim alanındaki özellikleri ve akademik disiplin alanlarındaki yeterliliklerinin değerlendirilmesi amacıyla nesnel, standart testler ve özürlü bireyin özelliklerine uygun ölçme araçlarıyla yapılan tüm uygulamalardır.

Eğitsel Değerlendirme Ve Tanımlama İçin Gerekli Belgeler Nelerdir ?

·         Özürlü bireyin velisinin veya okul/ kurum yönetiminin yazılı başvurusu,

·         Okula/ kuruma kayıtlı özürlü bireyin bireysel gelişim raporu

·         İkametgah belgesi

·         Özürlüler için sağlık kurulu raporu

Özel Eğitim Ücretlerinin Ödemesi Hangi Kurum Tarafından Yapılmaktadır ?

Özel eğitime ihtiyacı olduğu “Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu” tarafından tespit edilen tüm özürlü bireylerin yararlandığı özel eğitim hizmetlerine ilişkin ödemenin Bütçe Uygulama Talimatı ile belirlenen kısmı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından karşılanmaktadır. Bu miktar Milli Eğitim Bakanlığı tarafından özel eğitim hizmeti veren kuruma ödenmektedir.

Özel Eğitim Ücretlerinin Ödemesi Nasıl Yapılmaktadır ?

Doğuştan ya da herhangi bir hastalık veya kaza sonucu fiziksel, görme, işitme, konuşma, zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmiş özürlü çocukların eğitim ve rehabilitasyon hakkından yararlanabilmeleri için, yukarıda sayılan yetersizlikleri ile ilgili olarak Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre düzenlenmiş özürlü sağlık kurulu raporu geçerli belge sayılacaktır.

Düzenlenecek raporda tıbbi tanılamanın yanı sıra varsa çocuk gelişimi ve eğitimcisi, sosyal çalışmacı, psikolog, fizyoterapist ve gerek görülen diğer meslek elemanlarından en az biri veya birkaçının eğitimsel tanılama ve özürlünün durumunu değerlendirmeleri ve yazılı olarak bildirecekleri görüşlerinin belgelendirilmek suretiyle özürlü sağlık kurulu raporuna eklenmesi gerekmektedir.

Özel eğitim merkezleri, fatura edilen fiziksel, görme, işitme, zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal özürlü olan çocuklara yönelik özel eğitim, grup eğitimi ve rehabilitasyon hizmetlerinin verilebilmesi için ilgili mevzuatında öngörülen gerekli beceriye sahip meslek elemanlarını çalıştırdıklarını belgelemek zorundadırlar.

Özürlü çocukların rehabilitasyonlarının ve eğitimlerinin, ruhsat aldıkları kurumların ilgili yönetmeliklerinde belirlenen esaslar doğrultusunda gerekli personeli istihdam eden resmi (kamu kurum ve kuruluşları ile üniversiteler tarafından açılan merkezler) ve özel rehabilitasyon ile özel eğitim merkezlerinde sağlanması durumunda; özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi tarafından hazırlanan aylık/yıllık çalışma programı, bireyselleştirilmiş eğitim planı ve belirlenmiş rehabilitasyon programları doğrultusunda aldıkları; Grup eğitimi için aylık 89 TL, aylık/yıllık çalışma programı bireyselleştirilmiş eğitim planı ve belirlenmiş rehabilitasyon hizmeti bedelinin ise aylık 311 TL tutarı kadarı karşılanacaktır. Bu miktarları geçen kısım ise ilgili tarafından karşılanacaktır.

Özürlü çocukların özel eğitim ve rehabilitasyon programlarından yararlanmasının gerekli ve zorunlu olup olmadığı ve bunlara ilk başlama tarihi esas alınarak belirli dönemler halinde hastadaki iyileşme durumunun, özel eğitime ve rehabilitasyona devam edilip edilmeyeceği hususunun yetkili sağlık kurumlarından alınacak ayrıntılı gelişimsel ve eğitimsel tanılama raporları ile tevsiki gerekmektedir. Sağlık kurulu raporlarının en geç iki yılda bir yenilenmesi gerekir. Raporda daha kısa bir süre belirtilmişse, bu süre esas alınır.

 


Yorumlar - Yorum Yaz
Üyelik Girişi
DUYURU
booked.net