BERGAMA HAKKINDA BİLGİ


Bergama Hakkında, Bergama Antik KentiBergama Hakkında Bilinmesi Gerekenler, Bergama Hakkında Herşey, Bergama Hakkında Bilgi, Bergama Hakkında Şiirler, Bergama Hakkında Kısa Bilgi, Bergama Hakkında İngilizce Bilgi, Bergama'nın tarihi, Bergama kalesi efsanesi, Bergama tarihi yerler, Bergama tarihi eserleri, Bergama tarihi hamam, Bergama tarihi yerler haritası, Bergama tarihi yerleri, Bergama antik kenti, Bergama antik kenti giriş ücreti, Bergama antik kenti harita, Bergama antik kenti tarihi, Bergama antik kenti nasıl gidilir, Bergama asklepion, Efes antik kenti, Bergama antik kenti nerede, Bergama antik kenti ulaşım, Pergamon antik kenti harita, Pergamon antik kenti nerededir, Pergamon antik kenti nerede, Pergamon antik kenti giriş ücreti, Pergamon antik kenti hakkında bilgi, Pergamon antik kenti pdf, Pergamon antik kenti tarihi, Pergamon antik kenti hangi ilimizdedir, the history of pergamum, die Geschichte von pergamon, تاريخ برغامس. Bergama Hakkında Ansiklopedik Bilgi, Bergama Tarihi Yerler, Bergama Hakkında Yazılar, Bergama Kozak Yaylası, Bergama Köyleri  Bergama Hakkında Genel Bilgiler, Bergama Gezilecek Yerler, Bergama Hakkında Bilinmeyen, Bergama İlçesi Hakkında, Güzel Bergama’ mız hakkında Genel Bilgiler bilgiler vereceğiz. İyi Günler Dileriz.

  BERGAMA İLÇESİ


BERGAMA HAKKINDA BİLGİLER

Bergama Bakırcay'ın kuzeyinde, antik Pergamon kentinin yer aldığı yamaç üzerinde kurulmuştur. Bergama İlçesine bağlı (Göçbeyli, Ayazkent, Zeytindağ, Yenikent, Bölçek) 5 Beldesi ve 114 köyü bulunmaktadır. İlçenin kuzey kesimi ormanla kaplıdır. (Kozak Dağı ve yaylası) Güney kesimleri ise ovalıktır. YBergama, sahip olduğu tarihi ve kültürel değerleriyle dünyanın 999., Türkiye’nin 13. ve İzmir’in ilk UNESCO Dünya Mirası kentidir. İlkler kenti Bergama; Parşömenin anavatanı, eczacılığın babası Hekim Galenos’un kenti, 1937 yılından bu yana Türkiye’nin ilk yerel festivaline hiç ara vermeksizin ev sahipliği yapmış ve yapmaya da devam eden kent, İncil’de geçen Anadolu’daki yedi kiliseden birine sahip kent, dünyanın en dik tiyatrosuna sahip kent gibi pek çok nitelemeye sahiptir.


BERGAMA ADI NEREDEN GELİYOR?

Bergama adı, antik dönemdeki Pergamon isminden gelmektedir. İlk çağda muhteşem abideleriyle büyük bir şehir ve aynı adı taşıyan krallığın merkezi olmasının yanı sıra, Ortaçağın önemli stratejik mevkii, Karesioğulları’nın ikinci başkenti ve son olarak Osmanlı İmparatorluğu’nun önemli merkezlerindendir.

COĞRAFİ YAPISI

Yunt ve Madra dağları sönmüş yanardağdır. Mağma'dan fışkıran ve püsküren çeşitli yapıdaki lavların yığılmasından olumuştur. Kuzeyde Edremit, güneyde Bakırçay olukları arasında yükselen Madra dağı, kubbe şeklindedir, Çevresi akarsularla parçalanmış olan dağın güneyi 500-1000 m yükseltisi Kozak yaylasıdır. Bakırçay havzasında bulunan aynı adlı Bakırçay nehri 128 km uzunluğundadır. Doğuda Ömerdağ, kuzeyde Madra, güneyde Yunt Dağı'ndan gelen kollarla oluşan Bakırçay, Çandarlı körfezinden denize dökülür. Ana kolları dağlardan geçen, genel olarak dik ve derin vadiler açmıştır. Bakırçay geniş tabanlı alüvyal bir yatak içinde akmaktadır. Tütün, pamuk, zeytin, üzüm başlıca yetiştirilen ürünlerdir. Kozak yaylasında çam fıstığı üretilmekte olup bölgede Kalkınma kooperatifi kurulmuştur. Bergama tarımsal ürün bakımından İzmir'in en gelişmiş ve zengin İlçelerindendir. Bu yüzden ekonomisi tarıma dayanmaktadır. Son zamanlarda mantar üreticiliği ve seracılık önem kazanmıştır. Yeraltı zenginlikleri olarak perlit rezervi, linyit, granit ve taşocakları, altın madeni bulunmaktadır. Doğal kaplıca suları ve su kaynakları yönünden de zengindir.


İlçe, Ege Bölgesi’nin kuzey batısında İzmir İline bağlı, 37.07 kuzey enleminde, 27.12 doğu boylamı arasında yer almakta olup, doğusunda Soma ve Kınık, kuzeyinde Burhaniye ve İvrindi olmak üzere, batısında Ayvalık ve Dikili, güneyinde Aliağa ile çevrilidir. Güneybatı istikametinde Ege Denizi sahili yer almaktadır. İzmir il merkezine 107 km mesafede, denize kıyısı olan bir ilçedir.


Kent kuzeyinde Madra Dağı, (En yüksek yeri-Geyikli: 1051 metre) güneyinde Yunt Dağı, (En yüksek yeri Maya Tepesi: 1344 metre) dağ silsileleri ile çevrili Bakırçay havzasında kurulmuştur. Bakırçay ovasının uzunluğu 45 km, genişliği yer yer 15 ile 20 km arasında değişmektedir. İlçe merkezinin rakımı 68 metre olup, Akropol’deki rakımı 331 m.'dir.



Adını verdiği ovayı ikiye bölen Bakırçay, Balıkesir’in 30 km. güneyindeki Davullu dağlarından doğar. Madra ve Yunt dağlarından katılan Glenbe, Aksu, Yağcılı, Menteşe, İlya, Karadere, Kırkgeçit, Gümüş, Kestel, Bergama, Sarıırmak, Sınır dereleri ile beslenir. 120 km uzunluğunda ve rejimi düzensizdir.


Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçen Bergama’da Akdeniz iklimi hâkimdir. Gündüz ve gece arasındaki sıcaklık farkı 15-20 derece arasındadır. Rüzgârlar yaz ve kış kuzeyden yıldız, kuzeydoğudan poyraz, kuzeybatıdan karayel eser. Lodos ve batı rüzgârları yağmur getirir. Yıllık yağış miktarı 600 mm3 civarındadır.


Bergama; 1.573 km²’lik alanı ile 30 ilçesi bulunan İzmir’in alan bakımından en büyük ilçesidir. TÜİK 2016 verilerine göre ilçenin toplam nüfusu 102.090’dır. İzmir’in 30 ilçesi arasında 13. nüfus yoğunluğuna sahip ilçedir.


Bergama’nın uzun yıllardan beri en önemli gelir kaynakları tarım ve hayvancılıktır. Tarım sektörü de kendi içinde belli başlı ürünler dışında çeşitlilik sağlayamamıştır. Halkın geçimini sağladığı en önemli tarım ürünleri pamuk, tütün, domates, zeytin, mısır ve buğday sayılabilir. Bölge toprağı ve arazi yapısı, yeni yatırımcılara çeşitlendirme konusunda açık alan özelliği taşımaktadır.


Bergama yöresi madencilik sektörü açısından zengin bir potansiyele sahiptir. İşletilmekte olan maden yatakları granit, mermer, altın, perlit ve taş ocaklarıdır. Yöre, doğal kaplıca suları ve su kaynakları yönünden de zengindir.


Bergama Belediyesi’nin kurulduğu tarih olarak kabul edilen 1869 yılında, Bergama 6 adet mahalleye sahipken 01.04.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı kanununun köy ve beldelerin mahalle statüsüne alınması hükmü sonrası 18’i ilçe merkezinde olmak üzere toplam mahalle sayısı 137’ye ulaşmıştır.


  BERGAMA ANTİK  KENTİ   


Akropolis:
Akropol son derece dik bir tepe üzerinde kurulmuştur. Yaklaşık 300 m. yükseklikteki bu tepeye

 kıvrılarak tırmanan bir yoldan çıkılır. Akropol denilen şehir yerleşiminde dini, resmi, sosyal ve ticari binalar iç içe kendine özgü bir plan çerçevesi içinde   yerleşmiştir. İlk çağlardan bu yana iskan yeri olan tepenin üstünde Bergama Kral Sarayları yer alır. Beş adet sarnıç ile cephanelik de bu tepe üzerine yerleşmiştir. Binaların alt bölgesinde Athena Tapınağı vardır. Ayrıca Kütüphane ve Trajan tapınağı da bulunmaktadır. Bunlarında altındaki terasta Zeus sunağı özenle yerleştirilmiştir. Dünyadaki en dik tiyatrolardan birisi de burada yer almaktadır.. En alt kesimde ise Gymnasion ve Demeter Tapınağı bulunur. 


Athena Tapınağı:
Tiyatronun üstündeki terasta inşa edilmiş olan Athena Tapınağı 6x10 m. sütunlu Dor düzeninde bir yapıdır. Tapınağın temellerinden yalnız bazı parçalar kalmış olmakla birlikte batı kanat kısmen 1.20 m. yüksekliğe değin korunmuştur. Tapınağın sütun ve   arşitrav parçaları halen Berlin Müzesindedir. Kentin en önemli tapınağının Tanrıça Athena' ya ait olması, İzmir, Milet, Eriythrai, Foça ve Assos'ta da görüldüğü gibi Batı Anadolu'nun yerleşmiş bir geleneğidir.


Kütüphane:
Athena kutsal alanının kuzeyinde bitişik yapı ünlü Bergama kütüphanesinin kalıntılarıdır. Eskiden galerinin üst katından girilen kütüphane, II. Eumenes devrine ait olup 13.53X 15.35 m boyutlarında büyük bir okuma odasına sahiptir. Tahta raflarla donatılmış kütüphanede 3.50 m. yüksekliğinde Athena heykeli vardı. Bu heykel şu anda Berlin Müzesindedir. II. Eumenes döneminde zenginleşen kütüphanenin en büyük rakibi İskenderiye Kütüphanesiydi.


Saraylar:
Athena tapınağını çeviren stoalar ve kütüphanenin hemen doğusunda Bergama krallarının saraylarına ait kalıntılar yer almaktadır. Bunlar ortasında avluları bulunan peristyl tipinde iki büyük evdir. Kuzeydeki küçük evin Attolos daha büyük olanın da Eumenes döneminde yapılmış oldukları kabul edilmektedir. Saraylarda bulunan mozaik parçaları şimdi Berlin Müzesinde saklanmaktadır.


Arsenaller
:
Askeri malzeme deposu olarak bilinen Arsenaller akropolün kuzey ucunda Sarayların ve Trajaneun'un ötesinde 10 m. kadar aşağı düzeyde bulunmaktaydı. Bunlar birbirine paralel 5 uzun yapıdır.


Trajaneum:
Tanrılaştırılan Roma İmparatoru Trajan için yapılmış olan akropolün en yüksek terasıdır. Daha önce burada bir Helenistik dönem yapısının bulunduğu şüphesizdir. Üç tarafı stoalarla çevrili olan tapınak 68x58 m. büyüklüğünde bir teras üzerinde yükselmektedir. Tapınağın içinde Trajan ve Hadrian'ın kolosal mermer heykellerinin başları bulunmuştur. Söz konusu eserler Berlin Müzesindedir. 


Tiyatro:
Bergama Tiyatrosu dik bir yamaç üzerine kurulmuş olup, Helenistik dönemin en güzel mimari eserlerindendir. Batı Anadolu'nun en dik tiyatrosu olan yapı 10.000 kişiliktir. Sahne kısmı Helenistik dönemde ahşap idi. Yalnızca oyun günleri kuruluyor sonra   yeniden kaldırılıyordu.


Dionysos Tapınağı:
Bergamalılar bu göz alıcı tapınağı özel bir düşünce ile 250 m.lik tiyatro terasının kuzeyinde bütün gezi yerine egemen olacak şekilde inşa etmişlerdi. Sunağı ile birlikte çok iyi korunmuş olan tapınak zengin profilli, bir podyum üzerinde yükselen İon düzeninde bir prostylosdur. Uzun bir yolun bitiş noktasında yer alışı ve bütün gözleri üzerinde toplayan bir anıt oluşu ile bu eser, Roma sanat anlayışı ile birlikte Avrupa Barok mimarisini de etkilemiştir. Helenistik dönem ve Roma çağına ait orijinal   parçalar Berlin Müzesinde saklanmaktadır.


Zeus Sunağı:
Athena Tapınağı alt terasında 25 m. kadar aşağısında bulunuyordu. Bu yer yaklaşık 69x77 m. büyüklüğündeydi ve büyük sunak tam ortasında yükseliyordu. Büyük bir olasılıkla sunağın dört bir yanı açıktı ve anıt her yerden rahatlıkla görülüyordu. Akropolde   yalnız temelleri görülebilen sunağın tüm mimari parçaları ve kabartmaları bugün Berlin Müzesinde eskisine yakın bir şekilde tamamlanarak sergilenmektedir.


Agora:
Zeus Sunağının güneyinde yukarı Agora yer alır. Helenistik döneme aittir. Tüccarların tanrısı Hermes'e ait Agora Dor üslubunda yapılmıştır. Meydanın batı kenarında Demeter tapınağının temelleri görülmektedir.


Gymnasionlar:
Bergama kentinin üst üste üç ayrı terasta yer alan görkemli Gymnasionu vardı. Ele geçen yazıtlardan alttaki terasların çocuklara, ortadaki terasın delikanlılara üstteki terasın büyüklere ait olduğu anlaşılmıştır.


Asklepion:
Sağlık ve hekimlik tanrısı olarak bilinen Asklepios, Apollonun oğullarından biridir. Asklepios'un yeri anlamına gelen Aesklepion ilk çağlarda Bergama'da önemli sağlık merkezidir. Sütunlu bir caddeden sonra Asklepiona gelinir. Buradaki tedavi şekilleri arasında şifalı su, çamur kürü, spor, tiyatro, psikoterapi yer almaktadır. Girişte solda bulunan yapı Asklepios tapınağıdır. Sağlık tanrısı adına M.S. 150 yıllarında bağışlarla yapılan tapınak bir kubbe ile örtülü ve duvarları 3 m. kalınlığındadır. Burada su sesi ve telkinlerden faydalanarak hastaların iyileşmesi sağlanırdı.


Serapis Tapınağı:
Eski Bergama'nın en büyük yapısı, halkın kızıl avlu olarak adlandırdığı kırmızı tuğla ile inşa edilmiş olan ve Mısır tanrılarına adanmış olan tapınaktır Bu tapınak bugün Bergama kentinin içinde kalmıştır.

  CAMİLERİ

Not: Daha Detaylı Camiler Rehberi İçin Tıklayınız.


Ulu Cami:
Bergama Çayının sol sahilinde ve Tekke Boğazına giden yolun başındadır.


Şadırvan Cami: Selçuk minaresinin yanında ve kendi adıyla anılan bölgededir. Kapı üzerindeki mermer yazıtta H. 957 (M. 1550) yılında, Osman oğlu Hacı Hasan tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Avluda bulunan şadırvanın Bergama voyvodası Abdullah Ağa tarafından, 1240 (1824) tarihinde yaptırıldığı anlaşılmaktadır.


Selçuk Minaresi:
Şadırvan Camii yanındadır. ''Arap Camisi'' diye anılan yapıt yıkılmış ve günümüze yalnız minaresi kalmıştır. Buraya "Güdük Minare", "Çinili Minare" adları da verilmiştir. Yapı biçimi ve süsleme Selçuklu yapıtı olduğunu kanıtlamaktadır.


Bergama'da yer alan diğer camiler arasında, Kurşunlu Cami, pazar yerinde bulunan Hacı Hekim Cami, Asklepion yolu üzerinde Laleli Cami, Yeni Camii ve Emir Sultan Minaresi sayılabilir.

  HANLARI


Çukur Han
:
Saraçlar arastası ile Ekin loncasının Şeftali Sokağı arasındadır. İnşa tarzına göre, Hanın XIV-XV. yüzyıllarında yapıldığı tahmin edilmektedir.


Taş Han:
Rüştiye Mektebi caddesinde ve Küplühamam yanındadır. Kapısı üstünde bulunan kitabesine göre, bu kervansaray. Sultan Mehmet'in oğlu Sultan Murat zamanında, Hatip Mahmut'un oğlu Hibeytullah tarafından 835 (1432) tarihinde yaptırılmıştır. Kitabenin bulunduğu açıklık, yontulu taşla işlenmiş ve bunun altına klasik (9 taşlı) basık Türk kemeri ve mermer söveler yerleştirilmiştir.

  YAYLALARI


Bergama'ya 20 Km. uzaklıkta olan Kozak Yaylasına Bergama-Ayvalık bağlantılı yol güzergahından gidilebilir.

  KAPLICALARI


Mahmudiye Ilıcası:
Suları 26ºC sıcaklıkta bulunan ılıcada radyoaktivite oranı yüksektir. Sodyum açısından zengin olan ılıcada kalsiyum yoktur.


Paşa Ilıcası:
Bergama'nın 15 km. kuzeyindeki Paşa Köyündedir. Ilıcanın sıcaklık ve madensel tuzları yönünden fakir olan suları banyo olarak kullanılır.


Geyiklidağ Ilıcası:
Bergama ile Kozak Bucak merkezinin arasında yer alan ılıca etrafında konaklama tesisi bulunmamaktadır.


Güzellik Ilıcası:
Bergama'ya 4 km. uzaklıkta bulunan Güzellik Ilıcası, kubbeli ve iki mermer havuzlu bir kaplıcaya sahiptir. Bergama Kralı Eumenes döneminde kurulduğu belirtilen kaplıca ''Eskülap Banyoları'' adı ile yüzyıllarca ününü sürdürmüştür. Bugün ağaçlık bir alanda bulunan kaplıca bitişiğinde Bergama Belediyesine ait bir otel ve bungalovlar bulunmaktadır. Kaplıca su sıcaklığı 35ºC dolayındadır. Sodyum bikarbonat ve sülfat bulunan kaplıca suyunun romatizma, nefralji kalp hastalıkları için iyi gelmektedir. Tarihte Kleopatra'nın da Bergama'yı ziyaretinde bu kaplıcada yıkanarak güzelleştiği rivayet edilir. Kaplıca suyunda 1,5 eman değerinde oldukça yüksek radyoaktivite bulunmaktadır.


Dereköy Ilıcası:
Bergama'nın batısında Altınova (Ayazment) bucağının 15 km doğusunda bulunan ılıcada bir hamam bulunmakta ve suları ağrılı hastalara iyi gelmektedir.


Haydar Ilıcası:
Bergama'nın kuzeyinde Kozak bucağına bağlı Ilıca Köyündedir. Roma döneminden kalma bir hamam kalıntısından başka yapı bulunmamaktadır. Ilıcanın sıcak ve kükürtlü sularının hareket sisteminin ağrılı hastalıklarında ve deri hastalıklarında yararlıdır.

  BERGAMA EVLERİ


Kalın dış duvarları, iç sofalı planları, yığma yapı gereklerine bağlı pencere boyutları ve doluluk 
boşluk oranları ile  Bergama evleri ısı kontrolü açısından belli bir üstünlüğe sahiptir. Geleneksel Türk evi üst katlardaki çıkmalarla dışa açılma   olanağından yoksun, alt ve üst katları hemen hemen aynı büyüklüktedir. Az sayıdaki evde Sakız üslubuna özgü ahşap bir cumba veya balkon şeklinde çıkmalarla bu özellik biraz değişebilir.


BERGAMA TARİHİ

Pergamon, Kuzey Ege’de Kaikos (Bakırçay) Irmağı’nın doğu-batı yönünde uzandığı graben vadisinin kıyısında yer almaktadır. Kuzeyde Pindasos (Kozak), güneyde Asperdenon (Yund) Dağları ile çevrili olan kentin doğusunda Selinos, batısında ise Ketios çayı uzanmaktadır.



Antik metinlerde Pergamon ya da Pergamonos  olarak geçen kentin adı, Anadolu’da çok eski dönemlerden beri bilinen mahalli bir dilden gelip ‘Kale’ veya ‘Müstahkem Mevkii’ anlamına gelmektedir. Kale Dağı’nın tepesindeki Antik Pergamon yerleşimi dışında Bakırçay Ovası’na dağılmış olan pek çok höyük bulunmaktadır. Bu höyüklerde yapılan araştırmalar ışığında kentin iskan tarihinin Eski Tunç Çağı’na (M.Ö. 3000) kadar gittiği anlaşılmıştır.


Homeros; ‘Teuthrania Bölgesi’nde yaşayan ve Ketiler adı verilen bazı boyların, Troia savaşlarına karışmış olduklarından söz etmektedir (İliada ve Odesseia). Bu konuda araştırma yapan bazı bilim adamları, bu halkın Mısır anıtlarında ‘Kheta’ diye anılan Hititler olabileceğini söylemişlerdir. Ancak Pergamon bu dönemde Hititler’in batıdaki en uç yerleşimlerinden biri olsa bile, buralarda yaşayan halk, M.Ö. I. binin başlarında göçebe Thrako- Phryg kavimleriyle ve Yunanistan’dan Kuzeybatı Anadolu’ya gelen Aioller ile karışmış olmalıdırlar.


Pergamon Tepesi’ndeki Akropol’de ilk yerleşim izleri M.Ö.7.-6. Yy.’a kadar gitmektedir. Pausanias; Bergama’nın Andromaque’nin oğlu kahraman Pergamus tarafından kurulduğunu söyler. Başka bir kaynakta ise Pergamon’un efsanevi kurucusu olarak Herakles’in oğlu Telephos gösterilmektedir. Antik metinlerde Pergamon adı ilk defa Ksenophon’un ‘Onbinlerin Dönüşü’ adlı eserinde geçmektedir. Ksenophon M.Ö. 400-399 yıllarında Pergamon’a uğramış ve Persli hükümdarlara bağlı yerel yönetici olan Eretria'lı  Gongylos’un evinde kalmıştır.


Büyük İskender’in M.Ö. 334 yılında Doğu seferine çıkmasıyla Persler’in Andaolu’daki 200 yıllık saltanatı son bulmuştur. Bu tarihten sonra tüm Batı Anadolu’da olduğu gibi Pergamon da Makedonya Krallığı’nın hakimiyeti altına girmiştir. Ancak İskender’in  33 yaşında amansız ölümüyle İmparatorluğun toprakları, uzun süren mücadeleler sonucunda, ardılları arasında paylaşılmıştır. M.Ö. 301 yılında Pergamon yöresini ele geçiren  Makedonyalı Komutan Lysimachos krallığını ilan etmiş ve 9000 talentlik savaş ganimetini Kale’de tutması için Philetairos adlı subayı görevlendirmiştir. M.Ö. 282 yılında isyan çıkaran Philetairos yönetime el koymuş ve yaklaşık 150 yıl sürecek olan Bergama Krallığı’nın temelleri atılmıştır.


Bergama Kralları;

  • Philetairos  (M.Ö.  281 -263)
  • I. Eumenes  (M.Ö. 263 -241)
  • I. Attalos      (M.Ö. 241 -197)
  • II. Eumenes (M.Ö. 197 -159)
  • II. Attalos     (M.Ö. 159 -389)
  • III. Attalos    (M.Ö. 138 -133)


I. Attalos’un haraç isteyen Galatlar’a karşı yaptığı savaşta başarı sağlaması, arkasından II. Eumenes’in Antiochos III’ü  yenerek Apameia Anlaşmasıyla (M.Ö.188) Toros Dağları’na kadar Küçük Asya’yı elde etmesi, Marmara Denizi kıyısından Akdeniz’e kadar uzanan Pergamon Krallığı’nın siyasi açıdan en güçlü dönemini yaşamasını sağlamıştır. II. Eumnes, Atina Akropolü’nü örnek alarak Bergama’yı, Hellenistik Dünya’nın en güzel kentleri konumuna ulaştırmayı amaçlamıştır.


Pergamon krallarının kültür ve sanata verdikleri önem, mimarlık ve heykeltraşlık açısından önemli eserlerin ortaya çıkmasını  sağlamıştır. III. Attalos’un vasiyetnamesiyle Pergamon Krallığı’nın Roma İmparatorluğu’na bırakılmasının (M.Ö.133) ardından bu kent Roma’nın Asya Eyaleti’nin başkenti olmuştur ve ona Néocore, yani ‘Mabetler Muhafızı’ ünvanı verilmiştir.


Roma Cumhuriyet Dönemi’ne son veren Actium Savaşı ( M.Ö. 31) ile Bergama da tüm Roma gibi dört yüz yıllık bir barış ve refah dönemine girmiştir. M.S. 3. yy’dan itibaren Roma İmparatorluğu‘nun güç kaybetmeye başlaması Pergamon’u da etkilemiştir. M.S.395 yılında Roma İmparatorluğu’nun Batı ve Doğu Roma olarak ikiye ayrılmasıyla Bizans egemenliğinde kalan kent, iyice küçülmüştür. Bizans Dönemi’nde kent daraltılmış yeni bir surla çevrilmiştir.


Bizans İmparatoru Diocletianus’un Asya Eyaletlerini yeniden yapılandırmasında Bergama yine Asya Eyaleti’nde kalmıştır. İmparator  Teodosius zamanında bu eyalette bulunan dört metropolden bir tanesi Bergama idi. Bu dönemde kent Hristiyanlık aleminin önemli bir piskoposluk merkezi olup, yedi apokalyptik kiliseden birine sahip olmuştur.


Bergama 716’da bir süre Araplar tarafından işgal edilmiş, 1301 yılında Osman Gazi’nin General Musollon komutasındaki Bizans ordusunu yenmesinden sonra Bergama, Karesi Beyi Aclan Bey’in idaresine girdi. Aclan Bey’in ölümünden sonra yerine geçen büyük oğlu Demirhan Bey’in kötü yönetimi sonucu Bergama 1317 tarihinde Osmanlı yönetimine girmiştir.


14. ve 15. yy’larda Bergama büyük gelişim göstermiş, önemli yapılar inşa edilmiş, şehir Bakırçay Ovası’na doğru genişlemiştir.


Kent, 1868 yılına kadar Balıkesir Sancağına, 1868 yılında Manisa Eyaleti’ne ve 1890 yılında da İzmir İli’ne bağlanmıştır.

TÜRK DÖNEMİ’NDE BERGAMA


1300 yılların başında  Bergama’da  Menteşeoğulları ile birlikte Türk Dönemi başlamıştır. Menteşeoğullarını Karesi Beyliği takip etmiş, 1333 yılında kentin sultanı Yahşi Bey olmuştur. 1345 yılında Orhan Bey tarafından kent, Karesi Beyliğinden Osmanlı yönetimine geçirilmişti. 1402 yılında Ankara Savaşı ile Timur’un Yıldırım Beyazıt’ı yenmesiyle başlayan Anadolu’daki Moğol hakimiyetine paralel Bergama  da Moğol istilasına maruz kalarak Osmanlı yönetiminden çıkmıştı. 1425 yılında II.Murat Döneminde Bergama tekrar Osmanlı topraklarına dahil edilmişti.


Türk Dönemi ile birlikte Bergama Kalesi (Akropol) yerleşim merkezi olmaktan çıkmıştır. Yeni yerleşim alanı olarak kalenin etekleri ve düzlük alanlar tercih edilmişti.


Türk Döneminde Bergama voyvodalık-ayanlık rütbesi taşıyan sülale beyleri tarafından yönetilmekteydi. Günümüze kalabilen kitabe ve mahkeme sicillerinden  1737’de Arapoğulları, 1775’te de Karaosmanoğulları yönetimde söz sahibi idiler. Ancak II. Mahmut Döneminde bütün ayanlıklara son verilmiş, 1841 yılında kaza müdürlükleri, 1867 yılında da bu müdürlükler kaymakamlığa dönüştürülmüştür.


Türk Döneminde Şehrin sosyal yapısı bakacak olursak; Türk, Rum, Ermeni, Yahudi ve diğer yabancı gruplardan oluşan nüfusu vardı. Kalenin eteklerinde Rumlar, Bergama Çayı (Selinos) ‘nın sağ ve sol kıyıları boyunca Yahudiler ve Ermeniler, Bakırçay Ovasına doğru düzlük alanlarda da Türkler yerleşmişti. Bu nüfusa Balkanlardan gelen Türk göçmen grupları dahil oldu. Göçmenler Bergama ve çevresindeki köylere yerleşmeye başladı. Ayrıca 19 yy’da konar-göçer aşiretler de Bergama ve çevresinde yeni köyler kurmuş ve yerleşmişlerdi.


Bergama , Türk Dönemi ile birlikte yeni yerleşim alanında yeni imar faaliyetleri ile mimarisi ve farklı etnik gruplardan oluşan sosyal çehresi ile sanat tarihi,etnografik - folklorik açıdan yeni bir gelişim sürecine girmiştir.


Atatürk'ün Bergama' ya Gelişi 13 Nisan 1934

 

BERGAMA'YA ULAŞIM

 


Bergama İzmir'e 102 km, Dikili'ye 27 km, Kınık'a 17 km, Soma'ya 42 km, Çandarlı'ya 30 km, Ayvalık'a 60 km’lik asfalt yolla bağlıdır. İzmir YeniGarajı’ndan 30 dakikada bir kalkan otobüslerle Bergama'ya 1,5 saatlik bir yolculuk ile ulaşılmaktadır.Ayrıca Bergamalılar Kooperatifinin 15 dakikada bir kalkan otobüsleri ile de ulaşım sağlanmaktadır.


Bergama'ya gidişte raylı sistemi kullanmak istediğinizde; Evka3 –Bornova ya da Fahrettin Altay yönünden metro ile Halkapınar ya da Hilal aktarma Merkezlerinden Aliağa ve Menemen yönüne giden İZBAN’ı kullanarak Aliağa aktarma merkezinde inip 835 Bergama-Aliağa Aktarma otobüs seferleriile de Bergama’ya ulaşmanız mümkün.

  

Bergama'ya 836 Kınık-Bergama hattı ile Bergamadan Kınık’a ulaşabilirsiniz.

 

KONAKLAMA

 

                                                          OTEL VE PANSİYONLAR

 

Not: Daha Detaylı Oteller ve Pansiyonlar Rehberi İçin Tıklayınız. 

 

Asude Hotel
Adres : Fatih Mah. Atatürk Bulvarı No : 111  Telefon : 232 631 55 55  Web Adres : www.asudehotel.com


Efsane Hotel

Adres : Atatürk Bulv. No:82 35700  Telefon : 232 632 63 50    Web Adres : www.efsanehotelbergama.com 


Berksoy Hotel

Adres : Atatürk Bulv. NO:128 P.K.19  Telefon : 232 633 25 95  Web Adres : www.berksoyhotel.com 


Serapion Hotel

Adres : Atatürk Bulv. No:109  Telefon : 232 633 2663  Web Adres : www.serapionhotel.com 


Otel Anıl

Adres : Hatuniye Cd. No:4   Telefon : 232 632 63 52  Web Adres : www.anilhotelbergama.com


Elit Pansiyon

Adres : Bahçelievler mahallesi Atatürk bulvarı no:104  Telefon : 0532 681 66 26 - 232 632 55 85 Web Adres : www.elitpansiyon.com  


Manolya Pansiyon

Adres : Maltepe mah.tanpınar sok.no:11 Telefon : 0232 633 44 88  Web Adres : www.manolyapension.8m.net  

 

BERGAMA HARİTASI


Etiketler: Bergama, İzmir Bergama Nerede, Bergama Antik Kenti, Bergama Tarihi,Bergama Belediyesi Telefon, Bergama Hakkında, Bergama Hakkkında Bilgi, İzmir Bergama Haberleri, İzmir Bergama Kiralık Daire, Bergama Hakkında Kısa Bilgi, İzmir Bergama Nöbetçi Eczane, İzmir Bergama Satılık Daire, Bergama Hakkında Uzun Bilgi, Bergama Belediyesi Nerede, İzmir Bergama Adliyesi, Bergama Mahalleleri, Bergama Köyleri, Bergama Sokakları, Bergama Satılık Daire, Bergama Kiralık Daire,


Yorumlar - Yorum Yaz
Üyelik Girişi
DUYURU
booked.net